Untitled 2

04.06.2014

3. Daire 2013/12727 E. , 2014/2645 K. KANUNİ TEMSİLCİLİK VAKFINI SONA ERDİREN HALLER TUTUKLULUK VE HÜKÜMLÜLÜK HALİ ÖDEME EMRİ

3. Daire         2013/12727 E.  ,  2014/2645 K.
  • KANUNİ TEMSİLCİLİK VAKFINI SONA ERDİREN HALLER
  • TUTUKLULUK VE HÜKÜMLÜLÜK HALİ
  • ÖDEME EMRİ

"İçtihat Metni"

Şirket adına düzenlenen ihbarname ve ödeme emrinin tebliği esnasında, hakkındaki hüküm kesinleşen ve medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmayan davacı adına yapılan tebligatın usule uygun olmadığından, kesinleşmediği anlaşılan amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı hakkında.

 

Temyiz Eden   : Uşak Vergi Dairesi Müdürlüğü

Karşı Taraf      : …

Vekili              : Av.…

İstemin Özeti  : Davacı tarafından, adına … Mensucat Sanayi ve Ticaret Anonim şirketinin vergi borcu nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 27.02.2013 gün ve 15 takip sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. Manisa Vergi Mahkemesi 07.11.2013 gün E:2013/268, K:2013/666 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 94'üncü maddesinde; tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olacağının hükme bağlandığı, öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 407'nci maddesinde; bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu hükmüne yer verildiği, olayda, şirket adına düzenlenen ihbarnamenin 02.05.2009 tarihinde davacının oğluna; ödeme emrinin ise cezaevinde bulunduğu sırada cezaevi müdürüne 27.08.2009 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, buna istinaden, Mahkemelerince, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosundan davacının cezaevinde bulunduğu sürelerin sorulduğu, sunulan belgelerden, davacı hakkında hükmedilen 7 yıl 6 ay hapis cezasının 08.10.2008 tarihinde kesinleştiği, 5275 sayılı Yasa uyarınca 21.4.2012 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliye edildiği, bihakkın tahliye tarihinin ise 21.10.2014 olduğunun görüldüğü, bu itibarla, şirket adına düzenlenen ihbarname ve ödeme emrinin tebliği esnasında, hakkındaki hüküm kesinleşen ve medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmayan davacı adına yapılan tebligatın usule uygunluğundan sözedilemeyeceğinden, şirket hakkında kesinleşmediği anlaşılan amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle söz konusu ödeme emrini iptal etmiştir. Davalı idarece, vergi borcunun davacının cezaevinde bulunduğu dönemleri kapsamadığı, tutukluluk ve hükümlülük halinin kanuni temsilcilik vasfını sona erdirmeyeceği, mahkeme kararında davacının ilgili dönemde vasisi bulunup bulunmadığının irdelenmediği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi : Ebru GÖÇ

Düşüncesi       : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.