Untitled 2

29.03.2013

3. Daire 2013/523 E. , 2013/998 K. ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ ÖDEME EMRİ TERKİN TALEBİ

3. Daire         2013/523 E.  ,  2013/998 K.
  • ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ
  • ÖDEME EMRİ
  • TERKİN TALEBİ
  • ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU (4760) Madde 14
  • AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN (6183) AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN
  • ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU (4760) Madde 8

"İçtihat Metni"

Özeti : 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 14'üncü maddesinde, beyan üzerine verginin ne zaman ödeneceği belirlenmiş olmakla birlikte, süresinde beyan edilerek tecil edilen verginin, terkin edilememesi halinde ne zaman ve ne şekilde tahsil edileceği hususunda yasal bir düzenleme bulunmadığından, terkin talebinin reddi yolunda işlem tesis edilmeksizin doğrudan ödeme emri düzenleneceği hakkında.

 

          Temyiz Eden  :  Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

          Karşı Taraf      :  … İçecek Anonim Şirketi

          Vekili              :  Av. …

          İstemin Özeti :  Davacı şirket tarafından, Haziran 2007 döneminde, ihraç edilmek şartıyla ihracatçı firmalara teslim edilen emtiaya ilişkin olarak tecil edilen özel tüketim vergisinin terkin edilmeyerek tahsili amacıyla düzenlenen 18.04.2008 gün ve 2 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 21.01.2009 gün ve E:2008/1538, K:2009/111 sayılı kararıyla; 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 5'inci maddesinin (a) bendinde yurt dışı kavramı açıklanırken serbest bölgelerden bahsedilmemişse de, aynı Kanunun 7'nci maddesinin 7'nci fıkrasında, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun serbest bölgeler hükümlerinin uygulandığı mallar da istisna kapsamında sayıldığından, serbest bölgeye ihraç edilen mallara ilişkin olarak tecil edilen özel tüketim vergilerinin terkini gerektiği, dosyanın incelenmesinden davacı şirketin, ihraç kaydıyla sattığı emtianın, satın alan firmaca yasal süresi içinde serbest bölgeye ihraç edildiği açık bulunduğundan, tecil edilen verginin terkini gerektiği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir. Davalı İdare, 4760 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin 2'nci fıkrasında öngörülen tecil-terkin uygulamasından yararlanılabilmesi için, ihraç kaydıyla ihracatçıya teslim edilen malın bizzat ihracatçı firma tarafından yurtdışındaki müşteriye teslim edilmesi gerektiğini, serbest bölgeye yapılan teslimler nedeniyle tecil-terkin uygulamasından yararlanılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

          Savunmanın Özeti       : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

          Tetkik Hakimi        : Ümit KOCATEPE

          Düşüncesi              : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmüştür.

          Savcı                      : Nazlı YANIKDEMİR

          Düşüncesi              : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

          Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

          Davacı şirket tarafından, Haziran 2007 döneminde, ihraç edilmek şartıyla ihracatçı firmalara teslim edilen emtiaya ilişkin olarak tecil edilen özel tüketim vergisinin terkin edilmeyerek tahsili amacıyla düzenlenen 18.04.2008 gün ve 2 takip numaralı ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

 

          4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 8'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara teslim edilen mallara ait özel tüketim vergisinin, mükelleflerce ihracatçılardan tahsil edilmemesi şartıyla, bu mükelleflerin talebi üzerine vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı; söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı; ihracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan verginin vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı ile birlikte tahsil olunacağı; ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilememesi halinde, tecil edilen verginin, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 48'inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edileceği; 14'üncü maddesinde; özel tüketim vergisinin, mükelleflerin yazılı beyanları üzerine tarh olunacağı;  verginin beyanname verme süresi içinde ödeneceği;  
(I) sayılı listenin dışındaki mallar için, vergilendirme dönemini izleyen ayın onbeşinci günü akşamına kadar beyanname verileceği hükme bağlanmıştır.

          6183 sayılı Kanun’un, cebren tahsil ve şekilleri başlıklı 54'üncü maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının, tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı; cebren tahsilin, amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse, teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi; amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi veya gerekli şartların varlığı halinde, borçlunun iflasının istenmesi suretiyle yapılacağı; 55'inci maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun "ödeme emri" ile tebliğ olunacağı hüküm altına alınmıştır.

          Görüldüğü üzere, bir kamu alacağının cebren tahsili yoluna gidilebilmesi için, ödeme müddeti içinde ödenmemiş olması gerekmektedir,

          Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 14'üncü maddesinde, beyan üzerine verginin ne zaman ödeneceği belirlenmiş olmakla birlikte, süresinde beyan edilerek, aynı Kanun’un 8'inci maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca tecil edilen verginin, terkin edilmemesi halinde ne zaman ve ne şekilde tahsil edileceğine dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

          4760 sayılı Kanun’un anılan 8'inci maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca, özel tüketim vergisi, mükelleflerin beyanı üzerine tecil edildiğinden, aynı fıkra uyarınca terkinin de mükellefin talebi üzerine yapılacağı tabiidir. İdarece, mükellefin terkin talebinin yerinde görülmemesi halinde ise, bu durumun mükellefe bildirilmesi; icrailik niteliği taşıyan söz konusu işleme karşı dava açma hakkının tanınması; süresi içinde dava açılmaması ya da dava açılmakla birlikte yargı yerince işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmemesi durumlarında, tecil edilen verginin tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi gerekmektedir. Tecil edilen verginin terkini talebinin yerinde görülmediği mükellefine duyurulmadan ve dava açma hakkının kullanılmasına yetecek süre geçmeden tesis edilen tahsilata ilişkin işlemler de hukuka aykırılık teşkil etmektedir.

          Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, Haziran 2007 döneminde ihraç edilmek şartıyla ihracatçı firmalara teslim edilen mallara ilişkin olarak tecil edilen özel tüketim vergisinin terkini talebiyle yapılan başvuru üzerine, İdarece, terkin talebinin yerinde olmadığı yolunda işlem tesis edilmeden, dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, dolayısıyla, terkin talebinin reddine dair işleme karşı dava açılmasına olanak tanınmadığı anlaşıldığından; ödeme emrini, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle iptal eden mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

          Her ne kadar; davalı İdarenin, Mahkemeye verilen 16.06.2008 tarihli savunmasında, terkin talebinin kabul edilmediğinin 24.08.2007 gün ve 16114 sayılı yazı ile davacıya bildirildiği, bu işleme karşı dava açılmadığı, dolayısıyla özel tüketim vergisinin tahsil edilebilir hale geldiği iddia edilmişse de; söz konusu yazıda, Aralık 2006 ile Ocak, Şubat ve Mayıs 2007 dönemlerine ilişkin terkin talebinin kabul edilmediğinin belirtildiği; bu işlemin, ödeme emrine konu dönemi kapsamadığı anlaşıldığından, anılan iddia da mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.

          Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine 29.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.