Untitled 2

08.11.2012

3. Daire 2010/5785 E. , 2012/3582 K. HACİZ İŞLEMİ İHTİYATİ HACİZ ŞİRKET ORTAĞI TEMİNAT KİŞİYE ÖZGÜ EV EŞYALARI

3. Daire         2010/5785 E.  ,  2012/3582 K.
  • HACİZ İŞLEMİ
  • İHTİYATİ HACİZ
  • ŞİRKET ORTAĞI
  • TEMİNAT
  • KİŞİYE ÖZGÜ EV EŞYALARI

"İçtihat Metni"

Özeti : Teşebbüsün muvazaalı olduğu ve gerçekte başkanına aidiyeti hakkında delil bulunan olayda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 17'nci maddesinin 3'üncü bendine giren eylemin varlığı nedeniyle, muvazaalı teşebbüsten vergi ve resim bakımından faydalananların malları hakkında ihtiyati haciz uygulanabileceği hakkında.

 

            Temyiz Eden  : Kordon Vergi Dairesi Müdürlüğü

            Karşı Taraf      : …-…

            Vekili              : Av. …-…

            İstemin Özeti : … Grubu şirketleri olarak adlandırılan organizasyon hakkında yapılan inceleme sonucu  davacıların ortağı olduğu … Dokuma Mensucat Gayrimenkul Yatırım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin de anılan organizasyon içerisinde bulunduğu, organizasyona dahil olan şirketlerin gerçek sahibi ve yöneticisi …'in, yakınlarını şirket yöneticisi ve ortağı olarak gösterdiği, adı geçen firma ve aralarında davacıların da bulunduğu kişilerin adlarına kayıtlı mal varlıklarının  gerçek sahibi  … olup kamu borçlarını ödememek amacıyla mal varlıklarını başkaca şahıslar üzerine kaydettirdiği, … Grubu şirketlerine ait vergi borçlarının bu mal varlıklarından takip ve tahsili yoluna gidilmesi gerektiği yolunda düzenlenen 30.10.2009 gün ve 709/9 sayılı rapora dayanılarak, 31.12.2009 tarih ve 37731 sayılı haciz bildirisiyle davacıların ikamet adresinde bulunan buzdolabı,  bulaşık makinesi, televizyon, koltuk takımı, klima gibi menkul mallarına uygulanan ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. İzmir 2. Vergi Mahkemesi 08.07.2010 gün ve E:2010/26, K:2010/1242 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Teminat İsteme başlıklı 9'uncu maddesinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344'üncü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektirir haller ile  359'uncu maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairesince teminat istenebileceği hükmüne yer verildiği, aynı Kanunun 13'üncü maddesinde 9'uncu madde gereğince teminat istenmesini mucip hallerin varlığı halinde, alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla ihtiyati haciz  tatbik edilebileceğinin kurala bağlandığı, kamu alacağının cebren tahsil ve takip işlemleri olmayıp, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu amme alacağını  korumaya yönelik söz konusu düzenlemelerin  asıl muhatabının verginin mükellefi veya sorumlusu durumunda olan gerçek veya tüzel kişiler olup  kanuni temsilciler ve ortaklar hakkında uygulanamayacağı gerekçesiyle haciz işleminin iptaline karar verilmiştir. Davalı idare tarafından 30.10.2009 gün ve 709/9 sayılı rapor doğrultusunda uygulanan ihtiyati hacizde yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

            Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

            Tetkik Hakimi :   Birgül ÖĞÜLMÜŞ

            Düşüncesi       : Davacıların ikametgah adreslerinde haczedilen taşınmazlar, …'e ait olup kamu borcundan kaçınmak amacıyla davacılar adına kaydedilen varlıklar kapsamında nitelendirilemeyeceğinden, temyiz isteminin bu nedenle reddi gerektiği düşünülmüştür.

            Savcı               : Birgül KURT

            Düşüncesi       : Dosyadan, yapılan inceleme sonucu düzenlene Basit Raporda; davacıların hissedarı oldukları anonim şirketin aslında … gurubu olarak adlandırılan organizasyonun parçası, şirketlerin geçek sahibinin ve yöneticisinin ise  … olduğu, bu kişinin adamları üzerine şirket kurarak borçları nedeniyle takipten kaçındığı, Raporda  belirlenen şahıs ve şirketlerin mal varlığının … 'nin mal varlığı kabul edilerek takip ve tahsili gerektiğinin belirtildiği, davacılar adına 6183 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca ihtiyati haciz işlemlerinin tatbik edilmesi karar verilerek, davacıların bazı ev eşyalarının ihtiyaten haciz edildiği anlaşılmaktadır.

            İhtiyati haciz uygulamasının nedeni, davacıların  anonim şirketin hissedarı ya da temsilci olmalarının değil, mal varlığının … 'nin mal varlığı olarak kabul edilmesi olduğundan, bu hususun  incelenerek,  6183 sayılı Yasanın 13. maddesinde belirlenen koşulların  oluşup oluşmadığının tespiti ile karar verilmesi gerekirken, davacıların vergi mükellefi ya da sorumlusu olmadığıdan, haklarında  ihtiyati haciz uygulanamayacağı  gerekçesiyle  verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

            Açıklanan nedenle temyiz konusu kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay  Üçüncü  Dairesince işin gereği görüşülüp,  düşünüldü:

            Dosyanın incelenmesinden, davacıların ortak oldukları … Dokuma Mensucat Gayrimenkul Yatırım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin, … Grubu olarak adlandırılan organizasyonun bir parçası olduğu, organizasyona dahil olan şirketlerin gerçek sahibi ve yöneticisi …'in, yakınlarını şirket yöneticisi ve ortağı olarak gösterdiği, adı geçen firma ve aralarında  davacıların da bulunduğu kişilerin adlarına kayıtlı mal varlıklarının  gerçek sahibi  … olup, anılan şahsın kamu borçlarını ödememek amacıyla mal varlıklarını, başka şahıslar üzerine kaydettirdiği  30.10.2009 gün ve 709/9 sayılı raporla tespit edilmiş, … Grubu şirketlerine ait vergi borçlarının bu mal varlıklarından takip ve tahsili yoluna gidilmesi gerektiğini belirten söz konusu rapora göre, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 17'nci maddesinin birinci fıkrasının 3'üncü bendine giren bu eylem nedeniyle aynı Kanunun 18'inci maddesi uyarınca alınan 28.12.2009 tarihli ihtiyati haciz olur'una dayanılarak  düzenlenen 31.12.2009 tarih ve 37731 tarihli ihtiyati haciz tutanağıyla davacıların ikametgah adreslerinde bulunan mallarının haczedildiği anlaşılmıştır.

            6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 17'nci maddesinin 3'üncü bendinde; teşebbüsün muvazaalı olduğu ve hakikatte başkasına aidiyeti hakkında deliller elde edilmiş  olması halinde, vergi dairesi müdürünün (5345 sayılı Kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında, ilgili grup müdürünün ve/veya müdürün) yazılı talebi üzerine  mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerinden Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek olanlarla bunların zam ve cezalarının derhal tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir verilebileceği, 18'inci maddesinde de hakkında 17'nci madde gereğince muamele yapılan mükellefin mezkür maddede yazılı vergi, resim ve cezalarından matrahı belli olanlar, itirazlı olsun olmasın, hesap edilen miktar üzerinden derhal tahakkuk ettirileceği, geçmiş yıllara ve cereyan etmekte olan yılın geçen aylarına ait matrahı henüz belli olmayan ve 17'nci maddede sayılan vergi, resim ve cezaları geçici olarak ve harici karinelere göre takdir yolu ile tesbit ettirilen matrahlar üzerinden hesaplanacağı,  bu suretle hesap olunan vergi, resim ve bunların zam ve cezaları derhal tahakkuk ettirileceği, bu esasa göre tahakkuk eden vergi ve resimler ve bunların zam ve cezalarının, kanunlarına göre ödeme zamanları gelmeden tahsil olunamayacağı ancak, bunlar için derhal ihtiyati haciz tatbik olunacağı kurala bağlanmış, 17'nci maddenin 3'üncü bendine giren hallerde ihtiyati haczin, muvazaalı teşebbüsten vergi ve resim bakımından faydalananların malları hakkında da tatbik olunacağı kurala bağlanmıştır.

            "Haciz işlemi" de denilen 28.12.2009 tarihli haciz kararı ile karar gereğinin yerine getirilmesine ilişkin 31.12.2009 tarih ve 37731 tarihli ihtiyati haciz tutanağıyla davacıların ikametgah adreslerinde bulunan mallarının haczedilmesi birbirini izleyen ancak, farklı aşamalardır. Haciz kararına dayanılarak uygulanan hacze karşı açılan davada, 28.12.2009 tarihli haciz kararının yerine getirilmesindeki hukuka aykırılıklar,  31.12.2009 tarih ve 37731 tarihli tutanakla uygulan haczin kaldırılması sonucunu doğuracağı halde, haciz tutanağının işlem gibi nitelendirilmesi suretiyle verilen karar bu yönüyle yargılama hukukuna aykırı görülmüştür.

            Dava konusu ihtiyati haczin dayanağı, 6183 sayılı Kanunun yukarıda değinilen maddeleri olmasına karşın vergi mahkemesince uyuşmazlığın, aynı Kanunun  teminat istenmesini gerektiren halin varlığı durumunda uygulanacak olan ihtiyati hacze ilişkin hükümler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi; ayrıca haklarında yetkili mercilerce verilmiş ihtiyati haciz kararına dayanılarak şirket ortaklarının mal varlıklarına da ihtiyati haciz uygulanabileceğinden mahkemenin aksi yöndeki yargısı da yasaya uygun düşmemiştir.

            Öte yandan; … Grubu şirketleriyle ilgili … adlı şahsın konumunu açıkça tespit eden 30.10.2009 gün ve 709/9  sayılı raporda gerçekte …'e ait olup kamu alacağının tahsilini önlemek amacıyla yakınları adına kaydettirdiği mal varlıklarının haczedilebileceği belirtildiğinden ve davacıların ikametgah adreslerinde haczedilen kişiye özgü ev eşyaları, …'e ait mallar kapsamında nitelendirilemeyeceğinden, haczin kaldırılmasına yönelik verilen kararda sonucu itibarıyla  hukuka aykırılık görülmemiştir.

            Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine 08.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.