Untitled 2

17.04.2012

3. Daire 2010/4757 E. , 2012/1302 K. KANUNİ TEMSİLCİ YARGI HARCI HAKSIZ ÇIKMA ZAMMI ASIL BORÇLU

3. Daire         2010/4757 E.  ,  2012/1302 K.
  • KANUNİ TEMSİLCİ
  • YARGI HARCI
  • HAKSIZ ÇIKMA ZAMMI
  • ASIL BORÇLU

"İçtihat Metni"

Özeti : Davasında haksız çıkan borçlu şirket adına hesaplanan haksız çıkma zammının şirketin kanuni temsilcisinden tahsili yoluna gidilemeyeceği, borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan ve reddedilen davada hükmedilen yargı harcının doğduğu dönemde, şirketi temsile yetkili olmayan eski yönetim kurulu üyesinin sorumlu tutulamayacağı hakkında.

 

            Temyiz Eden   :    

            Vekili              :    Av. …

            Karşı Taraf      :    İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

            İstemin Özeti  :    26.4.2000-9.7.2001 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olduğu … Giyim Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketine ait kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen haksız çıkma zammı ve yargı harcının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; borçlu şirketin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.10.2003 tarihli kararıyla iflasına karar verildiği, iflas idaresince davalı idarenin 13.8.2007 tarihli yazısına verilen yanıtta, iflas tasfiyesinin halen devam ettiği, müflis şirkete ait gayrimenkuller üzerinde değerinden yüksek tutarlı ipotekler bulunduğu ve söz konusu gayrimenkullerin paraya çevrilmesinden sonra iflas masasına para kalmasının mümkün olmadığının belirtildiği,  bu nedenle borçlu şirketin mal varlığından tahsil olanağı bulunmayan ve Haziran-Temmuz 2001 dönemlerine ilişkin vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davaların reddi üzerine hükmolunan karar harcı ve hesaplanan haksız çıkma zammının, 26.4.2000-9.7.2001 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olan davacıdan tahsili yoluna gidilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden İzmir 1. Vergi Mahkemesinin 14.5.2010 gün ve E:2009/1972, K:2010/649 sayılı kararının; davacı tarafından, ödeme emrine konu yargı harcının kararın verildiği tarihte, haksız çıkma zammının da vergi mahkemesi kararının kesinleştiği tarihte doğacağı, sözü edilen dönemlerde şirketin kanuni temsilcisi olmadığı gibi haksız çıkma zammının davayı açan ve davasında haksız çıkan borçlu şirketten tahsili gerektiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

            Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

            Tetkik Hakimi : Pelin AKÇA

            Düşüncesi       : Dava konusu ödeme emri; davanın 9.7.2001 tarihine kadar kanuni temsilcisi bulunduğu … Giyim Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketi adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davanın reddedilmesi üzerine 2 nolu vergi ve ceza ihbarnamesiyle duyurulan haksız çıkma zammı ve yargı harcının vadesinde ödenmemesi nedeniyle düzenlenmiş, sözü edilen mahkeme kararları kesinleşmiştir.

            6183 sayılı Yasanın 58'inci maddesinde ödeme emrine karşı itirazında haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki kamu alacağının % 10 zamla tahsil edileceği hüküm altına alınmış (1) sayılı Tahsilat Genel Tebliğinin İkinci Kısmının Birinci Bölümünde yer alan (III/5) işaretli bendinde, kesinleşecek kararlar üzerine uygulanması gereken haksız çıkma zammının hangi sürede ödeneceğine yönelik özel bir düzenleme yer almadığından, bu alacağın vadesinin, 6183 sayılı Kanunun 37'nci maddesine göre ilgilisine 213 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak tebliğ  ile verilecek bir aylık ödeme süresi ile belirlemesi gerektiği  düzenlenmiş, 492 sayılı Harçlar Kanununun 55'inci maddesinde de vergi mahkemelerince verilen nihai kararlar üzerine alınan nispi ve maktu harçların, ihbarname esasına göre ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren 1 ay  içinde vergi dairesine  ödeneceği kurala bağlanmıştır.

            Davacının 9.7.2001 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğinde tartışma bulunmamaktadır. Borçlu şirketin açtığı davaların reddi üzerine alınan haksız çıkma zammı ve yargı harcının, gerek doğduğu dönemde,  gerek şirkete ait haksız çıkma zammının ve yargı harcının ödenmesi gereken tarihlerde, davacının şirketi temsil yetkisi olmadığının anlaşıldığından ve söz konusu alacakların davacıdan tahsili yoluna gidilemeyeceğinden, aksi yönde verilen vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

            Savcı          : Sefer YILDIRIM

            Düşüncesi  : Davacının yönetim kurulu üyesi olduğu … Giyim Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketine ait haksız çıkma zammı ve yargı harcından oluşan borçlarının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararı temyiz edilmektedir.

            2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği, ancak haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edileceği 5. fıkrasında da vergi uyuşmazlıklarına ilişkin mahkeme kararlarının idareye tebliğinden sonra bu kararlara göre tespit edilecek vergi, resim harçlar ve benzeri mali yükümler ile zam ve cezaların miktarlarının, ilgili idarece mükellefe bildirileceği hükmüne yer verilmiş olup, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58. maddesinin 5. fıkrasında ise itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının % 10 zamla tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

            Uyuşmazlık konusu olayda, ödeme emri, asıl borçlu şirket tarafından kendi adına düzenlenmiş ödeme emrine karşı açılan davaların reddi ile sonuçlanması nedeniyle oluşan haksız çıkma zammı ile vergi mahkemesi kararından kaynaklanmaktadır.

            Yargı harcı mahkeme kararının verildiği tarihte doğacağından amme alacağının dönemi dava konusu ödeme emrinin ilgili olduğu amme alacağının dönemine göre değil mahkeme kararının kesinleştiği tarihe göre belirlenmesi gerekmektedir.

            Mahkeme kararının verildiği tarihte yönetim kurulu üyesi olmayan, aynı zamanda ödeme emrine karşı asıl borçlu şirket tarafından dava açılması nedeniyle oluşan haksız çıkma zammının davacıdan istenemeyeceğinden, ödeme emrinde yazılı dönemlerde yönetim kurulu üyesi olduğundan bahisle verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.

            Açıklanan nedenler temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

            … Giyim Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketine ait ve vadesinde ödenmeyen Haziran, Temmuz 2001 dönemlerine ilişkin vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davaların vergi mahkemesince reddedilmesi üzerine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58'inci maddesi uyarınca hesaplanan haksız çıkma zammı ile 492 sayılı Harçlar Kanunu gereği hükmedilen yargı harcı (2) nolu vergi ve ceza ihbarnamesi ile borçlu şirkete duyurulmuş, dava konusu edilmeyerek kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen söz konusu kamu alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsil olanağı kalmadığı ileri sürülerek davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla davaya konu ödeme emirleri düzenlenmiştir.

            6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55'inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58'inci maddesinde kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, borcu olmadığı, kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunabileceği; maddenin beşinci fıkrasında ise itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki kamu alacağının %10 zamla tahsil edileceği kurala bağlanmıştır.

            Yukarıda sözü edilen 58'inci maddedeki kural uyarınca yargı yerinin sebepsiz meşgul edilmesi nedeniyle davayı kaybetmenin yaptırımı olan haksız çıkma zammının, davasında kısmen veya tamamen haksız çıkan borçludan aranması gerektiği açıktır.

            Haziran-Temmuz 2001 dönemlerine ait vergi borçlarının tahsili amacıyla adına düzenlenen ödeme emrine karşı dava açan ve davasında haksız çıkan borçlu şirket olup, şirket adına hesaplanan haksız çıkma zammının şirketin kanuni temsilcisinden tahsili yoluna gidilmesinde yasaya uygunluk bulunmadığından, vergi mahkemesi kararının aksi yöndeki hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

            492 sayılı Harçlar Kanununun "Vergi Yargısı Harçları" başlıklı üçüncü kısmında yer alan 52'nci madesinde, vergi yargısı işlemlerinden bu Kanuna ekli (3) sayılı Tarifede yazılı olanların, vergi yargısı harçlarına tabi olduğu kurala bağlanmış, Kanuna bağlı (3) sayılı Tarifede de vergi mahkemelerince verilen nihai kararlar üzerinden alınan nispi ve maktu harçların oran ve tutarına yer verilmiştir.

            Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğünün isteği üzerine gönderilen ve dosyaya sunulan İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazısından, 26.4.2000 tarihinde … Giyim Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketinin yönetim kurulu üyeliğine seçilen davacının 9.7.2001 tarihinde istifa ettiği ve yerine başka bir yönetim kurulu üyesinin atandığı, anılan şirket adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davaların reddine karar verilerek sonuçlandırıldığı ve harca hükmedilen vergi mahkemesi kararlarının ise 15.10.2002 tarihinde verildiği ve bu tarihten sonra kesinleştiği anlaşıldığından, yargı harcının doğduğu dönemde şirketi temsile yetkisi bulunmayan davacının, borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinde yer alan vergi borçlarının ilgili olduğu dönem esas alınarak sorumlu olduğunun kabulüyle yargı harcı yönünden davanın reddi yolunda verilen vergi mahkemesi kararının ilgili hüküm fıkrasında da hukuka uygunluk görülmemiştir.

            Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İzmir 1. Vergi Mahkemesinin 14.5.2010 gün ve E:2009/1972, K:2010/649 sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 17.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.