Untitled 2

19.10.2011

3. Daire 2010/6950 E. , 2011/6144 K. İHTİRAZİ KAYIT MENKUL SERMAYE İRADI İKMALEN TARH

3. Daire         2010/6950 E.  ,  2011/6144 K.
  • İHTİRAZİ KAYIT
  • MENKUL SERMAYE İRADI
  • İKMALEN TARH

"İçtihat Metni"

Özeti : İhtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden tahakkuk eden verginin, dava konusu edilmeyen kısmının kaldırılamayacağı ve 1.1.2000 tarihinde sigortadan davacıya, sigorta sözleşmesinin 28.12.2009 tarihinde iştira yöntemi ile sonlandırılması üzerine yapılan toplu ödemenin; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 4697 sayılı Yasa değişikliği öncesi 25'inci maddesinin 3'üncü bendi uyarınca en yüksek Devlet memuruna ödenen yüksek tutara isabet eden kısmının gelir vergisinden istisna olup fazlaya ilişkin kısmının ücret olarak vergilendirileceği hakkında.

 

            Temyiz Eden  : Hızırbey Vergi Dairesi Müdürlüğü

            Karşı Taraf   : …

            Vekili            : Av.…

            İstemin Özeti : 1.1.2000 başlangıç tarihli sigorta uygulamasının, vade sonu olan 1.1.2010 tarihinden önce iştira yöntemi ile sona ermesi üzerine sigorta şirketince yapılan toplu ödemenin vergilendirilemeyeceği ihtirazi kaydıyla verilen 2009 yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesi üzerinden davacı adına tahakkuk ettirilen gelir vergisinin 33.564,25 TL'sına karşı açılan davada; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75'inci maddesinin 4697 sayılı Kanunla eklenen 15'inci bendinde sigorta şirketleri tarafından, on yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemelerin menkul sermaye iradı olarak vergiye tabi tutulacağı düzenlemesine yer verildiği, Gelir Vergisi Kanununa, 4697 sayılı Kanunla eklenen geçici 1'nci maddesinde ise, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş şahıs sigorta poliçelerinin ilgili olduğu prim ve ödemeler bakımından Gelir Vergisi Kanununun 23, 25, 63, 75, 89 ve 94'üncü maddelerinin bu Kanunla değişiklik yapılmadan önceki hükümlerinin uygulanacağının kurala bağlandığı, 193 sayılı Kanunun 4697 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 25'inci maddenin 3'üncü bendinde ise on yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri tarafından iade olunan mevduat veya toptan ödeme tutarının, en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek tutara isabet eden kısmının gelir vergisinden istisna tutulduğu, 1.1.2000 tarihinde akdedilen sigorta sözleşmesi kapsamında, onuncu yıl prim ödemesini 1.1.2009 tarihinde yapmak suretiyle yasada öngörülen süre şartını yerine getiren davacıya yapılan ödemenin gelir vergisinden istisna olduğu, yapılan ödemenin tutarının, en yüksek Devlet memuruna ödenen tutarı aşan ve ücret olarak vergilendirilmesi gereken kısmı, idarece bu yönden inceleme sonucunda yapılacak tarhiyatın konusuna girmekte olup, tahakkuk eden vergi de ikmalen tarhiyata göre düzeltileceğinden tahakkuk eden verginin tamamının kaldırılması gerektiği gerekçesiyle dava konusu edilmeyen vergi de dahil olmak üzere tahakkukun tamamını kaldıran Trabzon Vergi Mahkemesinin 13.10.2010 gün ve E:2010/379, K:2010/678 sayılı kararının; 2009 yılı için ihtirazi kayıtla verdiği gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilen menkul sermaye iradına ilişkin dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarla ilgili bir durumun sözkonusu olup olmadığı hususunda kendilerine bir başvurusu olmayan davacının bu gelirinin istisna kapsamında olup olmadığının değerlendirilemediği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

            Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

            Tetkik Hakimi : Birgül ÖĞÜLMÜŞ

         Düşüncesi     : Dava konusu edilmeyen tahakkukun tamamının kaldırılmış olması yargılama hukukuna aykırı düştüğü, kazancın ne kadarlık kısmının istisna kapsamına girdiğinin de değerlendirilmesi gerektiğinden vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

            Savcı            : Süreyya ÇAKIN

            Düşüncesi     : Davacının ihtirazi kayıtla verdiği 2009 yılı gelir vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk ettirilen gelir vergisinin 33.564,25 liralık kısmının iptali ile fazla ödenen tutarın ret ve iadesi istemiyle açılan davada, tahakkuk ettirilen gelir vergisinin tamamını kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

            Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler vergi mahkemesi kararının gelir vergisi tahakkukunun 33,564,25 liralık kısmına ilişki hükmünün bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

            Mahkemece tahakkukun tamamının iptal edilmiş olması karşısında dava konusu edilmeyen kısım hakkında verilen karar hukuka uygun bulunmadığından kararın bu kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378'inci maddesinin 2'inci fıkrasında; mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları ancak, bu Kanunun vergi hatalarına ait hükümlerinin mahfuz olduğu hükme bağlanmış, Kanunun 116 ve devamı maddelerinde de vergi hatalarının neler olduğu sıralanarak bu hataların düzeltilmesine ilişkin usuller açıklanmıştır.

            Vergi mevzuatında, beyannamelerin ihtirazi kayıtla verileceğine dair bir hükme yer verilmemiş olmakla birlikte yükümlülerin kendi beyan ettikleri matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilere karşı dava açma olanağı tanıyan ihtirazi kayıt uygulamada kabul edilegelmiş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27'inci maddesinin 3'üncü bendinde, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine çılan davaların tahsil işlemini durdurmayacağı, bunlar hakkında da yürütmenin durdurulmasının istenebileceği belirtilerek bu hususa açıklık getirilmiştir.

            İncelenen olayda, 2009 yılı gelir vergisi beyannamesinde, 112,969,30 TL'sı menkul sermaye iradından, 6.825,00 TL'sı gayrimenkul sermaye iradından oluşan toplam 119.794,30 TL gelirin menkul sermaye iradına ilişkin kısmının ihtirazi kayıtla beyan edildiği, tahakkuk eden verginin de menkul sermaye iradına isabet eden 33.564,00 TL'lık kısmının dava konusu edildiği anlaşılmış olup vergi mahkemesi kararının, ihtilaf konusu edilmeyen gayrimenkul sermaye iradına isabet eden verginin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası yukarıda yer verilen kurallara uygun düşmemiştir.

            … İletişim Hizmetleri Anonim Şirketi ile Genel Yaşam Sigorta Anonim Şİrketi arasında akdedilen grup yatırım sigorta sözleşmesine istinaden 1.1.2000 tarihinde sigortalanan davacıya, sözleşmenin 28.12.2009 tarihinde iştira yöntemi ile sonlandırılması üzerine 112.969.30 TL ödenmiştir.

            10.7.2001 tarih ve 24458 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4697 sayılı Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 2'nci madde uyarınca, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş olan şahıs sigorta poliçelerine ilişkin ödemeler bakımından 193 sayılı Kanunun değişiklik öncesi 25'inci maddesinin 3'üncü bendinin uygulanması gerekmektedir.

            193 sayılı Yasanın değişiklik öncesi 25'inci maddesinin 3'üncü bendinde, on yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri tarafından iade olunan mevduat veya toptan ödeme tutarının, en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek tutara isabet eden kısmı gelir vergisinden istisna tutulmuş, fazlaya ilişkin kısmın ise ücret olarak vergilendirileceği öngörülmüştür. On yıl süreyle prim ödeme şartının gerçekleştiği olayda, en yüksek Devlet memuruna yapılan ödeme tutarının davacıya yapılan ödeme tutarıyla karşılaştırılması ve ücret olarak vergilendirilmesi gereken gelirin miktarının tespit edilmesi gerekirken, bu şekilde bir incelemenin idarece yapılarak ikmalen tarhiyat yoluyla davacıdan aranacağı yolundaki gerekçesi de hukuka uygun düşmeyen vergi mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

            Açıklanan nedenlerle Trabzon Vergi Mahkemesinin 13.10.2010 gün ve E:2010/379, K:2010/678 sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13'üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 19.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.