Untitled 2

14.10.2010

3. Daire 2008/5465 E., 2010/3134 K.Elektronik Gıda Tekel Maddeleri Tekstil Petrol Ürünleri İthalat İhracat Sanay

3. Daire 2008/5465 E., 2010/3134 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz Eden

: …

… Karşı Taraf

: Vergi Dairesi Başkanlığı - MERSİN 

İstemin Özeti

: Davacının kanuni temsilcisi bulunduğu …

… Elektronik Gıda Tekel Maddeleri Tekstil Petrol Ürünleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen vergi borçlarının davacının malvarlığından tahsili amacıyla ortağı bulunduğu bir başka şirket olan …

… Kozmetik ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca düzenlenen haciz bildirisine karşı açılan davayı; 2577 sayılı Kanunun 2'nci maddesine göre idari yargıda iptal davası açılabilmesinin menfaat ihlali koşulunun gerçekleşmesine bağlı olduğu, iptali istenen işlemle, meşru, güncel ve doğrudan bir menfaati ihlal olmayan kişinin iptal davası açamayacağı, olayda, iptali istenen haciz bildirisi davacı adına düzenlenmeyip, davacının ortağı bulunduğu …

… Kozmetik ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca düzenlenen ve üçüncü kişilerde bulunan mal ve alacakların haczine yönelik bir işlem olduğu, 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesine göre muhatap şirketin bu bildiriye karşı itiraz ve adli yargıda menfi tespit davası açma haklarının bulunduğu, davacının muhatap şirketin ortağı olması, muhatap şirket adına düzenlenen haciz bildirisine karşı davacıya dava açma hakkı vermediği, bu işlemin iptali isteminin haciz varakasına yönelmiş bir iptal istemi olarak değerlendirilmesinin de mümkün bulunmadığı, ayrı bir tüzel kişiliği bulunan şirket adına 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca düzenlenen haciz bildirisinin iptalini istemesinde davacının menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle ehliyet yönünden reddeden Mersin 2. Vergi Mahkemesinin 6.6.2008 gün ve E:2008/341, K:2008/693 sayılı kararının; üçüncü kişi adına tesis edilen işlemden doğrudan kendisinin zarar gördüğü ve işlemin iptalinde menfaatinin bulunduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir. 

Savunmanın Özeti

: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. 

Tetkik Hakimi

: Ayhan KILIÇ 

Düşüncesi

: 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca borçluya ait menkul mal, alacak ve hakları elinde bulunduran üçüncü kişiye gönderilecek haciz bildirisi, borçlunun mülkiyetinde bulunan menkul mal, alacak ve hakların haczi sonucunu doğurmaktadır. Borçlunun bizzat kendi elinde bulunan malının haczine karşı dava açma hakkı bulunduğu gibi, üçüncü kişilerin elinde bulunan mallarının haczine karşı da dava açma hakkı bulunmaktadır. Haciz işleminde gerekli olan usuli ve esasa ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin (örneğin; borçlu adına ödeme emri ve haciz varakası düzenlenip düzenlenmediği), diğer bir ifadeyle haciz işleminin hukuka uygun olup olmadığının tespiti, bizzat borçlu tarafından açılacak bir davada yapılacak yargılamayla mümkün olmaktadır. 

Uyuşmazlık konusu olayda, …

… Elektronik Gıda Tekel Maddeleri Tekstil Petrol Ürünleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin borçlarından sorumlu tutulan davacının …

… Kozmetik ve Dış Ticaret Limited Şirketinde bulunan payına bağlanan alacak ve haklar haczedilmiş olup, davacının alacak ve haklarının haczi işlemine karşı dava açmasında menfaatinin bulunduğu sonucuna varıldığından, davacı adına düzenlenmeyen haciz bildirisinin davacının menfaatini ihlal etmediği görüşüyle davayı ehliyet yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. 

Savcı

: Nurten KARAÇAY 

Düşüncesi

: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü: 

Davacının kanuni temsilcisi bulunduğu …

… Elektronik Gıda Tekel Maddeleri Tekstil Petrol Ürünleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen vergi borçlarının davacının malvarlığından tahsili amacıyla ortağı bulunduğu bir başka şirket olan …

… Kozmetik ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca düzenlenen haciz bildirisine karşı açılan davayı ehliyet yönünden reddeden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 

2577 sayılı İdariYargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından dava açılabileceği hükmüne yer verilmiştir. 

Bir idari işlemin iptal davasına konu edilebilmesi için, ilgilinin subjektif ehliyetinin etkinlenmiş olması, diğer bir anlatımla menfaatinin ihlal edilmiş olması gerekmektedir. İşlemin, ilgilinin menfaatini ihlal etmesi, hukuk alanında değişiklik meydana getirmesiyle olmaktadır. 

Haciz işlemi, borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf hakkını kısıtlayan bir idari işlem olup, mahalli en büyük mal memuru veya vekili tarafından imzalanan haciz varakasına dayanılarak tesis edilir. Borçlunun kendi zilyetliğinde bulunan malları haczedilebileceği gibi, üçüncü kişilerin zilyetliği altında bulunan malları ile üçüncü kişiler nezdinde bulunan alacak ve hakları da haczedilebilir. 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi, borçlunun üçüncü kişilerde bulunan menkul malları, alacak ve haklarının haczine ilişkin usul ve esasları düzenlemiştir. 

Buna göre, hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile, maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen zabıt tanzimi suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken hakiki, hükmi şahıslara, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. 

6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca borçluya ait menkul mal, alacak ve hakları elinde bulunduran üçüncü kişiye gönderilecek haciz bildirisi, hem borçlu hem de üçüncü kişi yönünden hukuki sonuç doğurmaktadır. Üçüncü kişiye etkisi dolaylı olup, üçüncü kişiyi, elinde borçluya ait mal, hak ve alacak varsa bunları alacaklı amme idaresine teslim etmek, yoksa bu durumu bir hafta içinde amme idaresine bildirmek zorunluluğu altına sokmaktadır. Borçluya etkisi ise doğrudan olup, borçlunun mülkiyetinde bulunan menkul mal, alacak ve hakları üzerinde tasarruf etme hakkı kısıtlanmaktadır. Üçüncü kişiye gönderilen haciz bildirisi ile haczedilen mal, alacak veya hak üçüncü kişinin elinde bulunsa da borçluya ait olduğu için, borçlunun malı haczedilmiş olmaktadır. Borçlunun bizzat kendi elinde bulunan malının haczine karşı dava açma hakkı bulunduğu gibi, üçüncü kişilerin elinde bulunan mallarının haczine karşı da dava açma hakkı bulunmaktadır. Nitekim, amme idarelerince borçluların bankalarda bulunan mevduat hesaplarındaki alacaklarının haczi amacıyla gönderilen haciz bildirileri de 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca düzenlenmekte ve bunlara karşı borçlular tarafından açılan davalarda davacının ehliyetli olduğu noktasında idari yargı yerlerince tartışma yaşanmamaktadır. 

Öte yandan, anılan maddede üçüncü kişiye tanınan hukuksal yollar, haciz bildirisinin üçüncü kişiye yönelik sonuçlarının bertaraf edilmesine yönelik olup, haczin hukuka uygun tesis edilip edilmediğinin bu yolla denetlenmesi mümkün değildir. Haciz işleminde gerekli olan usul ve esasa ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin, diğer bir ifadeyle haciz işleminin hukuka uygun olup olmadığının tespiti, bizzat borçlu tarafından açılacak bir davada yapılacak yargılamayla mümkün olmaktadır. 

Uyuşmazlık konusu olayda, …

… Elektronik Gıda Tekel Maddeleri Tekstil Petrol Ürünleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin borçlarından sorumlu tutulan davacının …

… Kozmetik ve Dış Ticaret Limited Şirketinde bulunan hak ve alacakları haczedilmiş olup, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davacının alacak ve haklarının haczi işlemine karşı dava açmasında menfaati bulunduğundan, davacı adına düzenlenmeyen haciz bildirisinin davacının menfaatini ihlal etmediği görüşüyle davayı ehliyet yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. 

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Mersin 2. Vergi Mahkemesinin 6.6.2008 gün ve E:2008/341, K:2008/693 sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.