Untitled 2

15.06.2010

3. Daire 2008/1341 E., 2010/2131 K.vakıf adına, gayrımenkullerinin kiraya verilmesinden elde edilen gelirin vakfiye uyarınca

3. Daire 2008/1341 E., 2010/2131 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz Eden

: Kordon Vergi Dairesi Müdürlüğü 

Karşı Taraf

: Kara Osmanzade Hacı Mustafa Ağa Vakfı 

İstemin Özeti

: Davacı vakıf adına, gayrımenkullerinin kiraya verilmesinden elde edilen gelirin vakfiye uyarınca vakfedenin yaşayan alt soylarına dağıtımı sırasında tevkif edilen ve ihtirazi kayıtla verilen muhtasar beyannameye istinaden 2007/4-6 dönemi için tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) vergisi ile damga vergisini; yükümlü vakfın evladiyelik olarak dağıttığı tutar elde eden açısından gayrımenkul sermaye iradı olduğundan gelir vergisine tabi olduğu, ancak dağıtılan iradın tevkifata tabi tutulabilmesi için Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesinde belirtilen ödemelerden olması gerektiği, olayda davalı idarece, evladiyelik olarak adlandırılan iradın Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesinin 5'inci fıkrasının (a) bendi kapsamında tevkifata tabi tutulması gerektiği öne sürülmüş ise de, davacı vakfın yaptığı ödemenin anılan bentte belirtilen herhangi bir mal veya hakkın kiralanması karşılığı yapılan bir ödeme olarak nitelendirilmesinin olanaklı bulunmadığı, davacı vakfın vakfedenin yaşayan alt soylarına yaptığı ödemelerden tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmadığından vakıf adına tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) vergisi ve damga vergisinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle kaldıran İzmir 4. Vergi Mahkemesinin 27.12.2007 gün ve E:2007/1025, K:2007/1418 sayılı kararının; Gelir Vergisi Kanununun 70'inci maddesinin son fıkrasıyla gayrımenkul sermaye iradı addedilen ve evladiyelik olarak adlandırılan vakıf ödemelerinin aynı Kanunun 94'üncü maddesinin 5'inci fıkrasının (a) bendi uyarınca tevkifata tabi tutulması gerektiğinden ihtirazı kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergilerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir. 

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. 

Tetkik Hakimi

: Ayhan KILIÇ 

Düşüncesi

: Galle fazlasının vakfiye uyarınca vakfedenin yaşayan altsoylarına dağıtımı, yasa yapıcı tarafından Gelir Vergisi Kanununun uygulaması bakımından gayrımenkul sermaye iradı olarak kabul edilmiş olup, bu payın gayrımenkul sermaye iradına ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi gerekmektedir. 

Gelir Vergisi Kanunun 94'üncü maddesinin 5'inci fıkrasının (a) bendi uyarınca vakıfların gayrımenkul sermaye iratlarından tevkifat yapma zorunluluğu bulunduğundan, Gelir Vergisi Kanununun uygulaması bakımından gayrımenkul sermaye iradı sayılan galle fazlasından dağıtılan payın da vakıf tarafından tevkifata tabi tutulması mecburidir. 

Açıklanan nedenlerle, vakfın tevkifat yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesiyle tahakkuku kaldıran vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. 

Savcı

: Sefer YILDIRIM 

Düşüncesi

: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü: 

Davacı vakfın vakfiye uyarınca vakfedenin yaşayan alt soylarına yaptığı ödemelerden tevkif edilerek ihtirazi kayıtla beyan edilen gelir vergisi ve damga vergisini kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70'inci maddesinin 1'inci fıkrasında, gayrımenkul sermaye iradı, maddede yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar olarak tanımlanmış; son fıkrasında da, vakfın gelirinden hizmet karşılığı olmayarak alınan hisselerin Gelir Vergisi Kanununun uygulamasında gayrımenkul sermaye iradı olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır. 

Buna göre Vakıflar Kanununun 3'üncü maddesinde "galle fazlası" olarak tanımlanan ve vakfın hayrat ve akarlarının onarımı ile vakfiyelerindeki hayrat hizmetlerin ifasından sonra kalan miktarın vakfiye uyarınca vakfedenin yaşayan altsoylarına dağıtımı, Gelir Vergisi Kanununda gayrımenkul sermaye iradı olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla galle fazlasının dağıtımından elde edilen payın da Gelir Vergisi Kanununun gayrımenkul sermaye iradına ilişkin hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir. 

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında, vakıfların, madde bentlerinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış, sözü edilen maddenin 5'inci fıkrasının (a) bendinde de, 70'inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerin tevkifata tabi olduğu belirtilmiştir. 

Gelir Vergisi Kanununa göre galle fazlasından dağıtılan pay gayrımenkul sermaye iradı olarak kabul edildiğinden, vakıflar tarafından galle fazlasının vakfedenin yaşayan altsoylarına dağıtımı sırasında tevkifata tabi tutulması, anılan Kanunun 94'üncü maddesinin 5'inci fıkrasının (a) bendi gereğince zorunlu bulunduğundan, yazılı gerekçeyle verilen kararın bozulması gerekmiştir. 

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle İzmir 4. Vergi Mahkemesinin 27.12.2007 gün ve E:2007/1025, K:2007/1418 sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununa 13'üncü maddesinin (j) bendi uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 15.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.