Untitled 2

05.04.2010

3. Daire 2008/1135 E., 2010/1035 K.Gıda Sanayicileri Dış Ticaret Anonim Şirketi hakkında alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak

3. Daire 2008/1135 E., 2010/1035 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz Eden

: Gazikent Vergi Dairesi Müdürlüğü 

Karşı Taraf

: …

… Vekili

: Av. …

… İstemin Özeti

: Davacının, hakkında alınmış ihtiyati haciz kararı bulunmaksızın, kanuni temsilcisi olduğu …

… Gıda Sanayicileri Dış Ticaret Anonim Şirketi hakkında alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak gayrimenkulleri üzerine uygulanan haczin kaldırılması ve bu uygulamadan kaynaklanan manevi zararın tazmini istemiyle açılan davada; …

… Gıda Sanayicileri Dış Ticaret Anonim Şirketinin vergi borcu nedeniyle davacının gayrimenkullerine ihtiyati haciz uygulanabilmesi için öncelikle şirket tüzel kişiliğinin mal varlığı üzerinde takip yollarının tüketilmesi, mal varlığı araştırmasından sonuç alınamaması halinde kanuni temsilci olan davacı yönünden 6183 sayılı Yasada öngörüldüğü şekilde takip yoluna gidilerek, anılan Yasanın 13'üncü maddesi hükmü uyarınca davacı hakkında ayrıca bir ihtiyati haciz kararı alınması gerektiği hususu dikkate alındığında, şirket hakkında alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak davacının gayrimenkullerine ihtiyati haciz uygulanamayacağı gerekçesiyle ihtiyati haczi kaldıran, manevi zarar tazmini istemini ise reddeden Gaziantep Vergi Mahkemesinin 26.10.2007 gün ve E:2006/1071, K:2007/1041 sayılı kararının, ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının; şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağının kanuni temsilci olan davacıdan aranmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir. 

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir. 

Tetkik Hakimi

: Enis SİVİŞOĞLU 

Düşüncesi

: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir. 

Savcı

: Sefer YILDIRIM 

Düşüncesi

: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü: 

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13'üncü maddesinde, ihtiyati haciz sebeplerinin yedi bent halinde sayıldığı, bu hallerden herhangi birisinin mevcudiyeti halinde de hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal tatbik olunacağı kurala bağlanmıştır. Maddede belirtilen haller arasında sayılan teminat isteme ile ilgili olarak ise aynı Yasanın 9'uncu maddesinde, Vergi Usul Kanununun 344'üncü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359'uncu maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği hükme bağlanmıştır. 

Yukarıda açıklanan madde hükümlerine göre, ihtiyati haciz işleminin uygulanması için Vergi Usul Kanununun 344'üncü ve 359'uncu maddesinde sayılan hususlara ilişkin bir kamu alacağının salınması yolunda gereken işlemlere başlanması yeterli görülmüş ve ihtiyati haczin uygulanmasında süreye bağlı kalınmayacağı öngörülmüştür. 

İhtiyati haciz hükümleri amme alacağının korunması amacına yönelik olduğundan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10'uncu, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35'inci maddesi uyarınca kanuni temsilciler de ihtiyati haciz aşamasında sorumlu tutulabileceklerdir. 

Davacının, hakkında alınmış ihtiyati haciz kararı bulunmaksızın, kanuni temsilcisi olduğu …

… Gıda Sanayicileri Dış Ticaret Anonim Şirketi hakkında alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak gayrimenkullerine ihtiyati haciz uygulandığı anlaşılmaktadır. 

Yukarıda belirtilen Yasanın 13'üncü maddesinde sayılan hallerden birinin mevcudiyeti halinde, vergi borçlusu şirketin kanuni temsilcisinin varlığına ihtiyati haciz uygulanabilmesi, şirket tüzel kişiliği hakkındaki takip yollarının tüketilmesine değil yetkili mercilerce verilmiş ihtiyati haciz kararı bulunması koşuluna bağlandığından, vergi mahkemesince, davacının gayrimenkullerinin ihtiyati hacze konu edilebilmesi için öncelikle şirket tüzel kişiliğinin mal varlığı hakkında takip yollarının tüketilmesi gerektiği yönündeki gerekçenin hükme esas alınması hukuka uygun düşmemiş ise de, şirket hakkında alınan ihtiyati haciz kararının tarafı olmayan davacı hakkında ayrıca alınmış bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu ihtiyati haczin, bu gerekçenin hükme esas alınarak kaldırılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. 

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, 5.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.