Untitled 2

23.02.2011

4. Daire 2008/9100 E., 2011/889 K.Davacının aracına, ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu şirketin vergi borcu nedeniyle uygulanan haciz işlemin iptal

4. Daire 2008/9100 E., 2011/889 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz Eden:Güngören Vergi Dairesi Müdürlüğü 

Karşı Taraf: …

… İstemin Özeti:Davacının aracına, ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu şirketin vergi borcu nedeniyle uygulanan haciz işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 5.Vergi Mahkemesinin 15.5.2008 günlü ve E:2007/2208, K:2008/1759 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102 nci maddesinin son fıkrasında,adreste bulunamama halinin komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyetinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit olunacağı, davacının kanuni temsilcisi olduğu …

… T…

….. A…

……. Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 1997,1998 dönemi kurumlar vergisi ve 1999 yılı ek kurumlar vergisi beyannamesini süresinde vermemesi nedeniyle tarhiyat yapıldığı, ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği ve 1996-1997-1998 dönemleri için süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergi borçları ödenmediğinden düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliğ edildiği, alacağın şirketten tahsil edilemediği ileri sürülerek hissesini 10.2.1998 tarihinde devreden davacının aracına haciz konulduğu, bu durumda 1998-1999 dönemi vergi borçları için, şirketteki hissesini devreden ve devre ilişkin kararı tescil ettiren davacının şirketle bir ilgisi kalmadığından davacının takibinin mümkün olmadığı, 1996 ve 1997 dönemi vergi borçlarının ise; borcun kanuni temsilci veya ortaktan tahsili yoluna gidilebilmesi için tüzel kişilik hakkında 6183 sayılı Yasada yer alan tüm takip yollarının tüketilmesinin gerektiği,kanuni temsilci sıfatıyla davacının takip edilebilmesi için asıl borçlu konumundaki şirkete ödeme emri düzenlenip tebliği gerektiği halde, şirket adına düzenlenmiş ödeme emirlerine ait tebliğ zarfının üzerine açıklama yapılarak, mahalle muhtarına, ihtiyar heyeti üyelerinden birine veya zabıta memuruna ya da komşulardan birine imzalatılmadığı ve ödeme emirlerinin ilanen tebliğe çıkarılmadığı, ayrıca söz konusu şirketin vergi borçlarının şirketten tahsil edilip edilmeyeceğine ilişkin şirket hakkında malvarlığı araştırması yapılmadığı, her şeyden önce vergi borçlusu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 21.9.2007 tarihinde tebliğe çıkarıldığı ancak, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğ tarihinin 4.9.2007 olması nedeniyle de, söz konusu amme alacağının tahsiline yönelik takibi kesinleştirmeden kanuni temsilciden aranmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle haciz işleminin iptaline karar verilmiştir. Davalı İdare, işlemlerin yasaya uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. 

Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir. 

Tetkik Hakimi E…

….. K…

……'nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir. 

Danıştay Savcısı A.K…

…… T…

…….'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü: 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği hükmüne yer verilmiştir. 

Mahkeme kararında, karar numarası 200871759 yazılmış ise de, dosya kapağına göre karar numarasının 2008/1759 olduğu anlaşıldığından, söz konusu maddi yanlışlık düzeltilerek temyiz istemi incelendi: 

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. 

Bu nedenle temyiz isteminin reddine, İstanbul 5.Vergi Mahkemesinin 15.5.2008 günlü ve E:2007/2208, K:2008/1759 sayılı kararının onanmasına 23.2.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.