Untitled 2

21.10.2010

4. Daire 2008/3231 E., 2010/5199 K.2002 yılına ilişkin defter ve belgelerini ibraz etmeyen davacı adına katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle 2002 yılından devreden katma değer vergisinin olmadığı

4. Daire 2008/3231 E., 2010/5199 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz Eden Taraflar

: 1- Çerkezköy Vergi Dairesi Müdürlüğü 

2- …

… Vekili

: …

… İstemin Özeti

: 2002 yılına ilişkin defter ve belgelerini ibraz etmeyen davacı adına katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle 2002 yılından devreden katma değer vergisinin olmadığı ileri sürülerek 2005/6 ncı dönem için salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Tekirdağ Vergi Mahkemesinin 4.10.2007 günlü ve E:2006/406, K:2007/752 sayılı kararıyla; davacı tarafından 2002 yılına ilişkin defter ve belgelerin bulunamaması sebebiyle incelenmek üzere ibraz edilmediği, 2002 yılı için katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle matrah takdir edildiği, devreden katma değer vergisinin var olmadığı anlaşıldığından dava konusu dönem için tarhiyat yapıldığı, Mahkemelerince davacı tarafından ibraz edilen bilgisayar kayıtları ile aslı gibidir ibaresini taşıyan belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, düzenlenen bilirkişi raporuna göre, aslı gibidir onaylı 305 adet alış ve gider belgesi örneklerinin Katma Değer Vergisi Kanununda belirtilen indirim şartlarını taşıdığının tespit edildiği, bilgisayar kayıtları ile örtüşen söz konusu belgelerde yer alan katma değer vergileri dikkate alınarak yeniden hesaplanan beyan tablosu uyarınca 2002 yılından devreden katma değer vergisinin hesaplandığı, söz konusu tutar dikkate alınarak dava konusu dönem için ödenecek vergi çıktığı, kesilen vergi ziyaı cezasının ise, matrah farkı davacının belgeleri üzerinde yapılan inceleme ile ortaya çıkarıldığı için bir kat olması gerektiği, vergi ve cezanın fazlaya ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatın kısmen kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı idare, tarhiyatın tamamının yasal olduğunu, davacı ise eksik inceleme ile verilen kararın hukuka uygun olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler. 

Savunmanın Özeti : Taraflarca temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur. 

Tetkik Hakimi Zübeyde Bulur'un Düşüncesi : Taraflar temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından taraflar temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir. 

Danıştay Savcısı Gülsen Bişkin'in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Taraflar temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü: 

2002 yılına ilişkin defter ve belgelerini ibraz etmeyen davacı adına katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle 2002 yılından devreden katma değer vergisinin olmadığı ileri sürülerek 2005/6 ncı dönem için salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı kısmen reddeden Vergi Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmı davacı tarafından, kaldırılan vergi ve cezaya ilişkin kısmı davalı İdare tarafından temyiz edilmiştir. 

Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. 

Davalı İdarenin temyiz istemine gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3 üncü maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiş olup, Kanunun 30'uncu maddesinin ikinci fıkrasının 3'üncü bendinde de; bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defter ve belgelerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi hali re'sen takdir nedeni olarak sayılmış, yine Kanunun 13'üncü maddesinin 2'nci bendinde; vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler mücbir sebep olarak kabul edilmiştir. 

Öte yandan, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 ncu maddesinin 1 nci fıkrasının (a) bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, 34 ncü maddesinin 1 nci fıkrasında, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir. 

Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef, üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. İndirim konusu yapılabilecek katma değer vergisinin indirilebilmesi için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma Değer Vergisi Kanunu'nun indirim için aradığı şekil şartları Kanunun 34 ncü maddesinde hükme bağlanmış olup, bunlardan bir tanesi de, katma değer vergisi üzerinde gösterilen mal ve hizmetlere ait alış faturalarının kanuni defterlere kaydedilmesidir. Bundan amaç, indirimin gerçeğe uygun olması ve bu hususun mükelleflerce belgelendirilmesidir. Bu şartlardan herhangi birinin, 213 sayılı Kanunda belirtilen mücbir sebepler mevcut olmamasına rağmen yerine getirilmemesi halinde, mükelleflerin yüklendikleri katma değer vergisini indirim konusu yapabilmelerine olanak bulunmamaktadır. 

İncelenen dosyada, davacının 2002 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle uyuşmazlık konusu dönem için tarhiyatın yapıldığı, Mahkemeye ibraz edilen bilgisayar kayıtları ve düzenleyen firmalar tarafından aslı gibidir onaylı bazı gider belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu tarhiyatın kısmen kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. 

Davacı, yasal defterlerini bulamadığını, muhasebecisinde olduğunu ileri sürmüş ise de, defter ve belge saklama ve ibraz yükümlülüğü olan ve ispat yükü kendisine düşen davacı tarafından mücbir sebebin varlığına dair hukuken itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edilmediğinden, bu hususun ispatlanamadığı anlaşılmıştır. 

Bu durumda, yukarıda açıklandığı üzere mücbir sebep hali olmadan defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyerek indirim hakkından yararlanmak için yasal koşullardan birini yerine getirmeyen davacının, sonradan Mahkemeye ibraz ettiği belgelerde yer alan katma değer vergisi indirim konusu yapılamayacağından, 2002 yılından devreden katma değer vergisinin reddedilmesi sonucu 2005/6 ncı döneme ilişkin olarak salınan dava konusu vergi ve cezada hukuka aykırılık bulunmamaktadır. 

Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz isteminin kabulü ile, Tekirdağ Vergi Mahkemesinin 4.10.2007 günlü ve E:2006/406, K:2007/752 sayılı kararının kabule ilişkin kısmının bozulmasına, davacı temyiz isteminin reddine, kararın redde ilişkin kısmının ise onanmasına, 21.10.2010 gününde esasta ve gerekçede oyçokluğuyla karar verildi. 

KARŞI OY 

X- 2002 yılına ilişkin defter ve belgelerini ibraz etmeyen davacı adına 2005/6 nci dönem için salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının, Mahkemeye ibraz edilen belgeler üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi üzerine kısmen kaldırılmasına karar veren Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 

Yükümlülerin fatura ve benzeri belgeleri defterlere kaydetmeleri, belgelerin gerçekliğinin araştırılmasına imkan tanınması açısından önemlidir. Ancak gelişen teknoloji, artık yasal defterler dışında elektronik ortamda yer alan kayıtların da dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır. Davacı tarafından, yasal defterlerin aynı şekilde bilgisayarda kaydedildiği ileri sürülerek buna ilişkin dökümler Mahkemeye ibraz edilmiş olduğundan, ilgili dönemde indirim konusu yapılan katma değer vergisinin varlığına ilişkin tespitlerin bilgisayar kayıtlarından yapılması mümkünse de, olayda mücbir sebebin varlığına dair hukuken itibar edilebilecek herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından, davacı tarafından sonradan ibraz edilen söz konusu kayıtlar üzerinden inceleme yapılması hukuken mümkün olmadığından aksi yönde verilem Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara gerekçe yönünden karşıyım. 

KARŞI OY 

XX- Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden, tarfaların temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyım.