Untitled 2

15.05.2013

7. Daire 2009/7471 E. , 2013/2591 K. İHTİRAZİ KAYIT, TIBBİ CİHAZ, TARİFE VE İSTATİSTİK POZİSYONU

7. Daire         2009/7471 E.  ,  2013/2591 K.
  • İHTİRAZİ KAYIT,
  • TIBBİ CİHAZ,
  • TARİFE VE İSTATİSTİK POZİSYONU

"İçtihat Metni"

Özeti : İhtirazi kayıt dilekçesinde yapılan idari itirazın tebliğ edilerek tahakkuk ettirilen herhangi bir vergi olmaksızın yapılmış olması  nedeniyle, bu başvuru üzerine alınan düzeltme ret kararının itiraz hakkı; itiraz üzerine oluşan zımni ret işleminin ise dava açma hakkı tanıması mümkün olmadığından, davanın incelenmeksizin reddi gerektiği hakkında.

 

Temyiz İsteminde Bulunan:  Gümrük ve Ticaret Bakanlığı adına

                                               Atatürk Havalimanı Gümrük Müdürlüğü

Karşı Taraf      : … Estetik Kozmetik Medikal Dış Ticaret Ltd. Şti.

Vekili              : Av. …

İstemin Özeti : Davacı adına tescilli 31.10.2007 gün ve 384822 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesinin birinci ve ikinci kalemlerinde, İdarece tespit edilen 3304.99.00.90.19 tarife ve istatistik pozisyonunda ihtirazi kayıtla beyan ve ithal edilen eşyaya ilişkin olarak, beyana göre tahakkuk ettirilen özel tüketim ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ile ödenen vergilerin gecikme faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle açılan davada; her ne kadar, davalı İdarece verilen savunma dilekçesinde, idarelerine ihtirazi kayıt dilekçesi dışında verilen düzeltme dilekçesinin olmaması nedeniyle alınan düzeltme ret kararının iptal edildiği ileri sürülmüş ise de; ihtirazi kayıt dilekçesinde, tarife ve istatistik pozisyonu ile ilgili çekinceler belirtildikten sonra fazladan tahakkuk ettirilen vergilerin geri verilmesi de istenildiğinden, bu dilekçenin İdarece düzeltme dilekçesi olarak değerlendirilmesinde isabetsizlik görülmediği; kaldı ki, gümrük mevzuatında, düzeltme dilekçesinin, ihtirazi kayıt dilekçesinden ayrı ve sonra verilmesini gerektiren herhangi bir düzenleme bulunmadığından, tahakkuk ettirilen vergilerin hukuka aykırı olduğu yolundaki beyanın süresi içerisinde idarenin kayıtlarına girmesinin yeterli olduğu; olayda bu durum gerçekleştiğinden işin esasına geçildiği; dosyada mevcut olan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, ithal edilen eşyanın tıbbi cihaz olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden İstanbul Sekizinci Vergi Mahkemesinin 16.7.2009 gün ve E:2008/968; K:2009/2050 sayılı kararının; ihtirazi kayıt dilekçesi dışında kayıtlarına giren herhangi bir itiraz dilekçesi bulunmadığından, başmüdürlüğün talimatları uyarınca, sehven alınan düzeltme ret kararının iptal edildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Abidin İLDEŞ'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından tıbbi cihaz olduğu ihtirazi kaydıyla, kozmetik ürün olarak beyan edilen eşya nedeniyle yapılan tahakkukun ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemin iptal edildiği anlaşılmış ise de; Gümrük Tarife Cetveli İzahnamesindeki açıklamalara göre eşyanın kozmetik ürün olduğu tespit edildiğinden, işlemi iptal eden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

          Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Temyiz başvurusu; davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesinin birinci ve ikinci kalemlerinde, İdarece tespit edilen 3304.99.00.90.19 tarife ve istatistik pozisyonunda ihtirazi kayıtla beyan ve ithal edilen eşyaya ilişkin olarak, beyana göre tahakkuk ettirilen özel tüketim ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ile ödenen vergilerin gecikme faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptaline hükmeden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.

Mahkemece, davacının taleplerinden, ödenen vergilerin gecikme faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemi hakkında hüküm tesis edilmemiş olması Yargılama Hukuku kurallarına aykırı ise de; davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmadığından, bu usule aykırılık, temyize gelen davalı İdare açısından bozma nedeni olarak görülmemiştir.

4458 sayılı Gümrük Kanununun olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinin 61'inci maddesinde, beyannamenin tescilinin, beyanname veya beyanname hükmündeki belgenin üzerine mühür vurularak, sıra numarası ve tarih konulması ile bu beyannameye ait bilgilerin tescil defterine yazılması veya tescil defteri yerine geçen bilgisayar kaydına alınması ile tamamlanacağı; aksine hüküm bulunmadıkça, eşyanın beyan edildiği gümrük rejimine ilişkin tüm hükümlerin uygulanmasında esas alınacak tarihin, beyannamenin gümrük idareleri tarafından tescil edildiği tarih olduğu; gümrük idaresince tescil edilmiş olan beyannamenin, ait olduğu eşyanın vergileri ve para cezalarından dolayı taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlayacağı ve gümrük vergileri tahakkukuna esas tutulacağı hükme bağlanmış; aynı Kanunun 197'nci maddesinin 1'inci fıkrasında, gümrük vergilerinin, tahakkukundan hemen sonra beyanname veya beyanname yerine geçen belge üzerinde yükümlüye tebliğ edileceği; 3'üncü fıkrasında ise, yükümlü tarafından gümrük beyannamesinde gösterilen vergi tutarı ile gümrük idaresince hesaplanan vergi tutarının eşit olması halinde, gümrük idarelerinin eşyayı teslim etmesinin gümrük vergilerinin yükümlüye tebliği yerine geçeceği; 242'nci maddesinin 1'inci fıkrasında da, yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri düzenlemelerine yer verilmiştir.

  Görüldüğü üzere, anılan düzenlemelerde, eşyanın beyan edildiği gümrük rejimine ilişkin tüm hükümlerin uygulanmasında esas alınacak tarihin, beyannamenin gümrük idareleri tarafından tescil edildiği tarih olduğu belirtilmesine karşın, idari itiraz yolunun işletilmesi bakımından, sürenin başlangıç tarihinin, beyannamenin tescil edildiği tarih değil, tahakkukun tebliğ edildiği tarih olduğuna yer verilmiştir. Uygulamada, çoğunlukla beyannamenin tescil tarihi ile tahakkukun tebliğ tarihi aynı olmakla birlikte, çeşitli nedenlerle eşyanın ya da beyanname ve eklerinin muayeneye sevk edilmesi, karşılaştırılması ve kontrolünün zaman alması halinde, tahakkukun yapılmasının ve tebliğinin, beyannamenin tescilinden sonraya rastlaması da mümkün olmaktadır.

Nitekim; Gümrük Yönetmeliğinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinin 126'ncı maddesinde beyannamenin tescil ve onay işlemlerinin nasıl yapılacağı belirtildikten sonra, 640'ncı maddesinde, kesin vergi tahakkukunun, ağırlık, cins, nev'i, menşei ve kıymeti gibi vergilendirme unsurları dikkate alınarak eşyanın muayene edilmesi halinde muayene sonuçları, muayene edilmemesi halinde ise, beyannamede yer alan bilgiler üzerinden yapılacağı belirtildikten sonra, 641'inci maddesinde ise tahakkuk ettirilen gümrük vergilerinin beyanname veya beyanname yerine geçen belge üzerinde yükümlüye tebliğ edileceği hususu düzenlenerek, tescilden sonra, tahakkukun ne şekilde yapılarak tebliğ edileceğine açıklık getirilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından verilen beyannameye ilişkin ihtirazi kayıt dilekçesinde, idarece belirlenen pozisyon ile birlikte %20 oranında tahakkuk ettirilecek özel tüketim vergisi ve %18 oranında tahakkuk ettirilecek katma değer vergisine de itiraz edildiğinin belirtilmiş olması nedeniyle gümrük müdürlüğünce alınan düzeltme talebinin reddine dair karara vaki itirazın zımnen reddi yolundaki işlemin iptali istemiyle dava açıldıktan sonra gümrük başmüdürlüğünün talimatı uyarınca, ihtirazi kayıt dilekçesi dışında verilen idari itiraz dilekçesinin bulunmadığından söz edilerek düzeltme ret kararının iptal edildiği; Mahkemece, gümrük mevzuatında, düzeltme dilekçesinin ihtirazi kayıt dilekçesinden ayrı ve sonra verilmesini gerektiren herhangi bir düzenleme bulunmadığının kabul edilmesi ve işin esasının incelenmesi suretiyle davaya konu edilen işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

Oysa; yukarıda yer verilen hükümlerde de açıkça belirtildiği üzere gümrük idaresince beyannamenin tescilinden sonra yapılıp tebliğ edilen herhangi bir tahakkuk olmaksızın, idari itiraz yollarının işletilmesi olanaklı değildir.

Olayda; beyanın serbest irade ürünü olmadığını gösteren ihtirazi kaydın davalı İdarece kabul edilmesi halinde ihtirazi kayda konu vergilerin tahakkuk ettirilmemesi; kabul edilmemesi halinde ise, tescilinden sonra tahakkuk ettirilen vergilerin beyanname üzerinde tebliği söz konusu olacağından, ihtirazi kayıt dilekçesinde yapılan idari itirazın tahakkuk ettirilip tebliğ edilen herhangi bir vergi olmaksızın yapıldığı tartışmasızdır.

Bu bakımdan; davacıya herhangi bir tahakkuk tebliğ edilmeden yapılan itiraz başvurusu üzerine alınan düzeltme ret kararının itiraz hakkı; yapılan itiraz üzerine oluşan zımni ret işleminin ise dava açma hakkı tanıması mümkün olmadığından, davanın incelenmeksizin reddi gerekirken, işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine, Mahkemece, yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 15.5.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.