Untitled 2

26.04.2012

7. Daire 2010/8356 E. , 2012/2042 K. GECİKME FAİZİ GÜMRÜK VERGİSİ GEÇİCİ İTHALAT REJİMİ

7. Daire         2010/8356 E.  ,  2012/2042 K.
  • GECİKME FAİZİ
  • GÜMRÜK VERGİSİ
  • GEÇİCİ İTHALAT REJİMİ

"İçtihat Metni"

Özet : Geçici ithalat rejimi kapsamında, vergileri nakdi teminata bağlanarak geçici ithali gerçekleştirilen eşyanın süresinde yurtdışı edilmediğinden bahisle faiz tahakkuk ettirilmesine hukuken olanak bulunmadığı hakkında.

 

            Kararın Düzeltilmesini İsteyen :   Gümrük ve Ticaret Bakanlığı adına,

                                                                Halkalı Gümrük Müdürlüğü

            Karşı Taraf      :    … Tekstil Örme Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi

            Vekili              :    Av. …

            İstemin Özeti  :    Davacı adına tescilli 6.6.2003 gün ve 72587 sayılı beyannameyle geçici ithalat rejimi kapsamında ithal edilen eşyanın süresinde Yurt dışı edilmediğinden bahisle tahakkuk ettirilen faizin ödenmesi gerektiği yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İstanbul Sekizinci Vergi Mahkemesinin 30.5.2008 gün ve E:2006/2202; K:2008/1760 sayılı kararını bozan Danıştay Yedinci Dairesinin 17.2.2010 gün ve E:2008/6385; K:2010/870 sayılı kararının; geçici olarak ithal edilen eşyaya ait vergi tutarı üzerinden hesaplanan gecikme faizinin istenilmesi yolunda tesis edilen işlemde, anılan işlemin idari itiraz konusu yapılamayacağının belirtildiği; davacı tarafından da idari itiraz yolu işletilmeksizin açılan davada, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle verilen mahkeme kararında isabetsizlik; bu kararın bozulmasına ilişkin kararda ise isabet bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.

            Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

            Tetkik Hakimi Murat ASİLTÜRK'ün Düşüncesi : 4458 sayılı Gümrük Kanununun 207'nci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, nakdî teminat dışında, bu Kanuna göre, tahakkuk ettirilip tahsili gereken gümrük vergileri için teminatın kabulü tarihinden itibaren; bir şartlı muafiyet düzenlemesine ve ekonomik etkili gümrük rejimine tabi tutulan eşyanın ilgili rejimin öngördüğü hükümlere uyulmaması nedeniyle bir gümrük yükümlülüğü doğması halinde, buna ilişkin teminatın kabulü tarihinden itibaren; başlamak üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizinin tahsil edileceği hükme bağlanmış olup, anılan düzenleme uyarınca, geçici ithalat rejimi hükümlerinin ihlal edilmesi nedeniyle, eşyaya isabet eden ithalat vergilerine ilişkin olarak gecikme faizi istenilebilmesi için, verilen teminatın nakdî türden olmaması icap etmektedir.

            Olayda ise, davacı tarafından geçici ithalat rejimine kapsamında ithal edilen eşyaya isabet eden vergi tutarı kadar teminatın nakit olarak ödendiği anlaşılmış olup, yukarıda anılan 207'nci madde hükmü uyarınca, davacıdan gecikme faizi istenilmesine imkan bulunmadığının anlaşılması karşısında, dava konusu işlemin iptali gerekirken, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.

            Açıklanan nedenle, kararın düzeltilmesi istemi kabul edilerek Dairemiz kararının ortadan kaldırılmasından sonra, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

            Danıştay Savcısı H. Hüseyin TOK'un Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince, kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçede ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (c) bendine uygun bulunduğundan, kararın düzeltilmesi istemi kabul edilerek, Dairemizin 17.2.2010 gün ve E:2008/6385; K:2010/870 sayılı kararının ortadan kaldırılmasından sonra işin gereği görüşüldü:

            Temyiz başvurusu; davacı adına tescilli beyannameyle geçici ithalat rejimi kapsamında ithal edilen eşyanın süresinde Yurt dışı edilmediğinden bahisle tahakkuk ettirilen faizin ödenmesi gerektiği yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.

            4458 sayılı Gümrük Kanununun 128'inci maddesinde, serbest dolaşıma girmemiş eşyanın ithalat vergilerinden tamamen ya da kısmen muaf olarak ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın, Türkiye Gümrük Bölgesi içinde kullanılması ve bu kullanım sırasındaki olağan yıpranma dışında, herhangi bir değişikliğe uğramaksızın yeniden ihracına olanak sağlayan hükümlerin uygulandığı rejim, geçici ithalat rejimi olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 129'uncu maddesinin 2'nci fıkrasında, ithal eşyası ile ilgili ayniyet tespitinin mümkün olmadığı hallerde, geçici ithalat rejiminin kullanılmasına izin verilmeyeceği, ancak, eşyanın veya yapılacak işin niteliği itibarıyla ayniyet tespiti ile ilgili önlemlerin alınmamasının rejimin kötüye kullanılmasına sebep olmayacağı hallerde, gümrük idarelerinin vergilerin tümünü teminata bağlamak suretiyle geçici ithalat rejiminin kullanılmasına izin verebilecekleri; anılan Kanunun 207'nci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde ise, nakdî teminat dışında, bu Kanuna göre tahakkuk ettirilip tahsili gereken gümrük vergileri için teminatın kabulü tarihinden itibaren; bir şartlı muafiyet düzenlemesine ve ekonomik etkili gümrük rejimine tabi tutulan eşyanın ilgili rejimin öngördüğü hükümlere uyulmaması nedeniyle bir gümrük yükümlülüğü doğması halinde, buna ilişkin teminatın kabulü tarihinden itibaren; başlamak üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizinin tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

             Yukarıda yer verilen düzenlemelere göre, geçici ithalat rejiminde, gümrük idarelerinin rejimin kullanılmasına izin verebilmeleri için, ithal edilen eşyaya ait vergilerin tümünün, kural olarak,  rejimin başlangıcında,  tahakkuk ettirilmesi; ancak, tahsil edilmeyerek, geçici olarak ithal edilen eşyanın tekrar yurtdışı edilmesi halinde iade edilmek üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda öngörülen teminat türlerine göre teminata bağlanması gerekmektedir. Ayrıca, yukarıda anılan 207'nci madde hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, geçici ithalat rejimi hükümlerinin ihlal edilmesi nedeniyle, eşyaya isabet eden ithalat vergilerine ilişkin olarak gecikme faizi istenilebilmesi için, verilen teminatın nakdî türden olmaması icap etmektedir. Bir başka deyişle, eşyaya isabet eden vergiler için, örneğin, kıymetli evrakın, ya da farklı türden bir menkul kıymetin teminat olarak gösterilmesi halinde faiz istenilmesi mümkün bulunsa da, vergiler tutarındaki teminatın nakit olarak ödenmesi halinde, anılan türden bir uygulamaya gidilmesine olanak yoktur.

            Uyuşmazlığa konu beyanname muhteviyatı eşyaya isabet eden katma değer vergisi üzerinden karara bağlanan para cezasına ilişkin olup, Dairemizin E:2008/6609 esasına kayıtlı dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, geçici olarak ithal edilen eşyaya isabet eden vergi tutarındaki teminatın, 24.6.2003 tarihli, 642711 ve 642712 numaralı gümrük vezne alındıları ile nakit olarak ödendiğinin anlaşılması karşısında, olayda, davacıdan, 4458 sayılı Kanunun 207'nci maddesi uyarınca gecikme faizi istenilmesi koşulları oluşmadığından, aksi yolda tesis edilen işlemde ve anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.

            Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine, Mahkemece, yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 26.4.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

 

KARŞI OY

            Dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarının düzeltme  yoluyla yeniden incelenebilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesinde yazılı nedenlerden birinin bulunması ile mümkün olup, dilekçe sahibinin ileri sürdüğü nedenlerin ise bunlardan hiçbirine uymaması karşısında, yerinde olmayan isteğin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.