Untitled 2

12.05.2011

7. Daire 2009/5247 E., 2011/1460 K.isimli geminin donatanı olan davacı adına, harici seferde kullanılmak üzere satın alınan, 23.7.2007 gün ve 3897 sayılı transit beyannamesi kapsamı

7. Daire 2009/5247 E., 2011/1460 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına H...... A...... Gümrük Müdürlüğü 

Karşı Taraf: …

… D…

…. S…

…. ve T…

….. Anonim Şirketi 

Vekili

: Av. …

… İstemin Özeti: "…

…" isimli geminin donatanı olan davacı adına, harici seferde kullanılmak üzere satın alınan, 23.7.2007 gün ve 3897 sayılı transit beyannamesi kapsamı yakıtın dahilde tüketildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen katma değer ve özel tüketim vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin özel tüketim vergisine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada; 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 14'üncü maddesinin 4'üncü fıkrası hükmüne göre, Bakanlar Kurulunca, anılan Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan mallara ilişkin özel tüketim vergisinin Gümrük İdarelerince tahsiline olanak veren bir düzenleme yapılmadan, davalı İdarece tesis edilen özel tüketim vergisi tahakkukunun, ağır ve bariz yetki tecavüzü nedeniyle yok hükmünde olduğu, bu işleme dayanılarak düzenlenen ödeme emrinin, davaya konu özel tüketim vergisine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda verilen İstanbul Onbirinci Vergi Mahkemesinin 11.5.2009 gün ve E:2009/37; K:2009/1382 sayılı kararının; özel tüketim vergisi için teminat verilmediği, bu nedenle, yapılan işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. 

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur. 

Tetkik Hakimi M…

….. K…

….'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. 

Danıştay Savcısı M…

….. A…

…..'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 

Temyiz başvurusu; "…

…" isimli geminin donatanı olan davacı adına, harici seferde kullanılmak üzere satın alınan transit yakıtın dahilde tüketildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen katma değer ve özel tüketim vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin özel tüketim vergisine ilişkin kısmının iptali yolundaki mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir. 

İdari işlemlerin hukuka aykırılık halleri yokluk ve iptal edilebilirlik olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan yokluk, esasen özel hukuktan esinlenilerek ortaya atılmış bir sakatlık hali olup, idare hukukunda uygulanabilirliği tartışmalı olmakla birlikte öğretide ve yargı içtihatlarında genel olarak kabul görmüştür. Bu konuda öğretide ve yargı kararlarında görüş birliği olmamakla birlikte, bir işlemin esaslı unsurlarından birinin olmaması (esaslı unsurlar, özel hukuka paralel olarak, irade, işleme muhatap gerçek veya tüzel bir kişi ve konu olarak sayılabilir); yetki gasbı, fonksiyon gasbı ve ağır ve bariz yetki tecavüzü yokluk sebepleri olarak kabul edilmektedir. Bu unsurlardan birindeki sakatlık, idari işlemin yoklukla malul olmasına sebep olacak ve hukuken yok hükmünde olan bir işleme dayanılarak tesis edilen işlemler de hukuka aykırı hale gelecektir. 

Dava konusu olayda, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listedeki mallara ilişkin olarak Gümrük İdaresince yapılan özel tüketim vergisi tahakkukunun ve buna dayalı olarak tesis edilen ödeme emrinin hukuki niteliğinin ortaya konulması gerekmektedir. 

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 1'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde, (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dahil imal edenler tarafından tesliminin özel tüketim vergisinin konusunu oluşturacağı öngörülmüş; 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (e) bendinde de, teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya adına hareket edenlerce, alıcıya veya hareket edenlere devredilmesini ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 14'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasında, ithalatta alınan verginin, ilgili gümrük idaresince hesaplanarak gümrük mevzuatına göre kabul edilen beyanname veya diğer belgeler üzerine imza alınmak suretiyle mükellefe, kanuni temsilcisine veya gümrük müşavirine tebliğ edileceği, bu tebliğ üzerine ortaya çıkacak ihtilaflar için ithalat vergilerinin tabi olduğu usul ve esasların uygulanacağı, bu verginin ithalat vergileri ile aynı zamanda ödeneceği; 4'üncü fıkrasında da, Bakanlar Kurulunun, (I) sayılı listedeki mallar için vergilendirmeyi ithal aşamasında gümrük idarelerine yaptırmaya yetkili olduğu öngörülmüştür. 

Bu hükümlere göre; Bakanlar Kurulunca, 4760 sayılı Kanunun 14'üncü maddesinin anılan 4'üncü fıkrasında verilen yetki kullanılarak, (l) sayılı listedeki eşyanın özel tüketim vergisi yönünden, ithalat aşamasında gümrük idarelerince vergilendirilmesi yolunda düzenleme yapılmadıkça, söz konusu verginin ithalat aşamasında değil, dahilde ve aynı Kanunun 14'üncü maddesinin 1'inci fıkrası hükmü uyarınca, davacının katma değer vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesi tarafından alınması gerekmektedir. 

Öte yandan, 4760 sayılı Kanunun 14'üncü maddesinin 3'üncü fıkrası uyarınca, Gümrük İdareleri, özel tüketim vergisinin tahakkukuna ve tahsiline genel olarak yetkilidir. Ancak, anılan Kanunun 14'üncü maddesinin 4'üncü fıkrası, bu genel kurala getirilen bir istisnadır ve Kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların ithalatında, Gümrük İdarelerinin, özel tüketim vergisinin tahakkukuna ve tahsiline yetkileri bulunmamaktadır. Söz konusu yetkisizlik hali, yalnızca, Kanuna ekli (I) sayılı listeye dahil mallara ait özel tüketim vergisiyle sınırlı olup, Gümrük İdarelerinin, 4760 sayılı Kanunun düzenlediği alanla ilgili olarak yetkisizliğinin kabulü olanaklı değildir. Buna göre de, davacı adına Gümrük İdaresince tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin tahsili amacıyla yine aynı İdarece düzenlenen ödeme emrinin dayanağı işlem yoklukla malul olmayıp iptal edilebilir niteliktedir. 

Bu itibarla, Mahkemece, ödeme emrine konu özel tüketim vergisinin davalı İdarece tahakkuk ettirilmesinin yok hükmünde olduğu kabul edilerek verilen kararda sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamıştır. 

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 12.5.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi. 

KARŞI OY 

Temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyuyla, Dairemiz kararının gerekçesine katılmıyorum. 

Görüldüğü üzere, anılan listedeki mallara ilişkin olarak Gümrük İdarelerinin özel tütekim vergisinin tahakkuku ve tahsili konusunda yetkili olmadığı açıktır. Bu yetkisizlik nedeniyle tesis edilen işlem ise yoklukla malul olmayıp, iptal edilebilir hale gelmektedir. Çünkü, Gümrük İdarelerinin, 4760 sayılı Yasanın anılan 3'üncü fıkrası uyarınca genel anlamda özel tüketim vergisinin tahakkuku ve tahsiline yetkili olduğu kuşkusuzdur. Buradaki yetkisizlik hali sadece sınırlı olarak sayılan (I) sayılı listedeki mallara ilişkin olup, bu anlamda hiç olmayan bir yetkinin kullanıldığının kabulü olanaklı değildir.