Untitled 2

14.12.2010

7. Daire 2009/2905 E. , 2010/5932 K. VERGİYİ DOĞURAN OLAY REPO İŞLEMİ MENKUL KIYMET VERGİ ZİYAI CEZASI

7. Daire         2009/2905 E.  ,  2010/5932 K.
  • VERGİYİ DOĞURAN OLAY
  • REPO İŞLEMİ
  • MENKUL KIYMET
  • VERGİ ZİYAI CEZASI
  • SERMAYE PİYASASI KANUNU(MÜLGA) (2499) Madde 22
  • FİNANSAL KİRALAMA KANUNU(MÜLGA) (3226) FİNANSAL KİRALAMA KANUNU(MÜLGA)
  • İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU (2577) Madde 49
  • GİDER VERGİLERİ KANUNU (6802) Madde 31
  • GİDER VERGİLERİ KANUNU (6802) Madde 28

"İçtihat Metni"

Özeti : Faaliyet konusu "menkul alım-satım" olan davacının gerçekleştirdiği ters repo işlemlerine ilişkin olarak banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahının hesaplanmasında, yapılan repo işlemleri için müşterilerine ödendiği faiz tutarının mahsup edilmesine olanak bulunmadığı hakkında.

 

            Temyiz İsteminde Bulunan: … Menkul Değerler Anonim Şirketi

            Vekili               :   Av. …

            Karşı Taraf        :   İstanbul  Vergi Dairesi Başkanlığı        

            İstemin Özeti   : Faaliyet konusu ''Menkul alım- satımı'' olan davacının gerçekleştirdiği ters repo işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak, 2002 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için, davacı adına salınan banka ve sigorta muameleleri vergileri ile kesilen vergi zıyaı cezalarına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davayı; 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28'inci ve 31'inci maddeleri açıklanarak, repo işleminin, menkul kıymetin geri alım taahhüdü ile satımı; ters repo işleminin ise, menkul kıymetin geri satım taahhüdü ile alımı olduğu; menkul kıymetin, birbirlerinden bağımsız mahiyette olan birden fazla repo, ters repo ve kesin alım satım işlemlerine konu edilebileceği ve yapılan her bir işlem sonucunda da lehe alınan paranın mevcut olması koşuluyla, anılan tutarın banka ve sigorta muameleleri vergisi yönünden vergilendirmeye tabi tutulması gerektiği belirtildikten sonra; olayda, davacı tarafından yapıldığı gibi, ters repo gelirlerine ilişkin olarak banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahının hesaplanmasında, müşterilerine yapılan repo işlemleri için ödenen faiz tutarının, 6802 sayılı Kanununun 31'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında yer alan, '' Vergi matrahından gider ve vergi adı altında indirim yapılamaz.'' hükmü uyarınca mahsup edilmesine olanak bulunmadığından, tesis edilen işlemin yerinde olduğu gerekçesiyle reddeden İstanbul İkinci Vergi Mahkemesinin 30.12.2008 gün ve E:2007/3113; K:2008/3520 sayılı kararının; ters repo yoluyla edinilen menkul kıymetin, müşterileri ile kurulacak repo işlemleri için zorunlu olduğu, bu nedenle, bu işlemlerin hukuki açıdan bağlı işlemler olduğu kabul edilmek suretiyle, müşteriye ödenecek faizin ters repo işlemleri nedeniyle lehe kalan paranın hesabında maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerektiği ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.

            Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

            Tetkik Hâkimi İbrahim BAŞ'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

            Danıştay Savcısı M.Oğuz ULAŞ'ın Düşüncesi : Davacı kurumun 2002 takvim yılına ilişkin işlemleri ters repo gelirlerinden kaynaklanan banka ve sigorta muameleleri vergisi açısından sınırlı incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporu doğrultusunda Ocak-Aralık/2002 dönemi için davacı kurum adına bir kat vergi ziyaı cezalı olarak salınan banka ve sigorta muameleleri vergisine karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istenmiştir.

            6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28'inci maddesinin 1'inci fıkrasında, Banka ve Sigorta şirketlerinin 10.6.1995 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanuna göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olduğu belirtilmiş, Kanunun 31 inci maddesinin 1'inci fıkrasında, banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahının 28. maddede yazılı paraların tutarı olduğu, kurala bağlanmıştır.

            Menkul kıymetlerin geri alma taahhüdü ile satım veya geri satma taahhüdü ile alım işlemleri, 3794 sayılı Kanun'la değişik 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 22'nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri V No:7 sayılı Tebliği ile düzenlenmiş olup, repo işleminde geri alma taahhüdü ile menkul kıymetin satımı, ters repo işleminde geri satma taahhüdü ile menkul kıymetin alımı söz konusudur. Aracı kurum ters repoda gelir elde edecek, repo işleminde ise faiz gideri yapacaktır. Dava konusu olayda, davacı kurum repo işlemi karşılığında ödediği faizi banka ve sigorta muameleleri vergisinin hesabında gider olarak indirmiştir.Menkul kıymetlerin birden çok repo ve ters repo işlemine konu edilebileceği açık olup, her bir işlem birbirinden bağımsız nitelik taşımaktadır. Vergilendirmenin de her bir işlem için lehe kalan para üzerinden yapılacak olması nedeniyle başka bir işlem için ödenen faizin gider olarak kabulü banka ve sigorta muameleleri vergisi açısından mümkün bulunmamaktadır.

            Bu nedenle davacı adına salınan vergi ve kesilen cezada hukuka aykırılık bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmüştür.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma için belirlenen günde, davacı vekili sıfatıyla Av. …'un, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığını temsilen Hukuk Müşaviri …'nun geldiği görülerek Danıştay Savcısının katılmasıyla yapılan duruşmada taraflara usulüne uygun olarak söz verilip dinlenildikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra Tetkik Hakiminin açıklamaları da dinlenilerek işin gereği görüşüldü:

            Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 7.92 oranında ve 35,50 (OtuzbeşTürklirasıellikuruş) Türk Lirasından az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına 14.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.