Untitled 2

30.11.2010

7. Daire 2009/1018 E. , 2010/5597 K. VEKALET ÜCRETİ MÜKELLEFİYET

7. Daire         2009/1018 E.  ,  2010/5597 K.
  • VEKALET ÜCRETİ
  • MÜKELLEFİYET
  • İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU (2577) Madde 24
  • İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU (2577) Madde 49
  • KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU (2918) Madde 20

"İçtihat Metni"

Özeti : Davacının noterde düzenlenen satış sözleşmesi ile sattığı aracına ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin terkini istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararında; yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasında ve davacı vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde isabet görülmediği hakkında.

           

            Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar : 1- …    

            Vekili                                              :   …

                                                                    2- Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

            İstemin Özeti   : Davacı tarafından 24.4.1996 tarihli noter kati satış senedi ile satılan araca ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin terkini istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemi; davacıya ait araç, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20'nci maddesinin (d) bendinde değişiklik yapan 4262 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce satılmış ise de, davacının, söz konusu Kanun hükmünün yürürlükte olduğu tarihteki başvurusu üzerine, davalı İdarece, satışı yapılan araca ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin iptal edilmesinin kanun hükmü gereği olduğu gerekçesiyle iptal eden Ankara Beşinci Vergi Mahkemesinin 1.2.2008 gün ve E:2006/1458; K:2008/360 sayılı kararının; davacı tarafından, Mahkemece dava konusu işlemin iptaline karar verildiği halde, yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakıldığı ve davanın avukat aracılığıyla takip edilmesine karşılık vekâlet ücretine de hükmedilmediği; davalı İdare tarafından, 4199 sayılı Kanunun geçici 10'uncu maddesi kapsamında, bir yıl içinde trafik şube veya bürolarına başvurulmadığı; 4262 sayılı Kanunun da yürürlük tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği iddialarıyla bozulması istenilmektedir.

            Savunmanın Özeti: Davalı İdare tarafından savunma verilmemiş olup, davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

            Tetkik Hâkimi Müjgan YILMAZ KARA'nın Düşüncesi: Davacı temyiz istemi yönünden, Mahkemece dava konusu işlemin iptal edilmesine ve davanın avukat aracılığıyla takibi yapılmasına rağmen, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve vekâlet ücretine de hükmedilmemesi nedeniyle, kararın yargılama giderleri ile vekâlet ücreti yönünden bozulması gerekmektedir.

            Davalı idarece verilen temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığından, Mahkeme kararının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, davalı idare temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

            Danıştay Savcısı M. Oğuz ULAŞ'ın Düşüncesi:  Davacının motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararının taraflarca bozulması istenmiştir.

            Davalı idare temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, kararın idare lehine bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

            Davacı temyiz istemi yönünden ise, karar lehine olan ve davayı avukat vasıtasıyla takip eden davacı adına yargılama giderleri ile avukatlık ücretine hükmedilmediği görüldüğünden, kararın bu nedenle bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

            Temyiz başvuruları; davacı tarafından 24.4.1996 tarihli noter kati satış senedi ile satılan araca ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin terkini istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemi iptal eden mahkeme kararının taraflarca bozulması istemine ilişkindir.

            Davalı İdarenin temyiz dilekçesinde öne sürdüğü hususlar, mahkeme kararının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.

            Davacının yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz istemine gelince:

            2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı 24'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (f) bendinde, kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği hüküm altına alınmış; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, anılan Kanunun 31'inci maddesiyle atıfta bulunulan, 417'nci maddesinde, yargılama giderlerinin (kural olarak), aleyhine hüküm verilen tarafa yükletileceği, davada iki taraftan her birinin kısmen haklı çıkması halinde ise, Mahkemenin, yargılama giderlerini, haklı çıkma nispetine göre taraflar arasında paylaştıracağı; 423'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının 6'ncı bendinde de, davanın önemine göre, kanun gereği takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu hükmü yer almıştır.

            Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 24.4.1996 tarihli noter kati satış senedi ile satılan araca ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin terkini istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davada; Mahkemece, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesine, dolayısıyla davacının haklı çıkmasına rağmen, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığı; ayrıca, davanın açılmasının ve takibinin de avukat aracılığıyla yapılmasına, davacı vekilinin Av. … olduğu da kararda belirtilmesine karşın, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği anlaşılmıştır.

            Bu durumda, davada haksız çıkması veya aleyhine karar verilmesi ya da haksız yere dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmayan davacı aleyhine, yargılama giderlerine hükmedilmesinde yasal isabet yoktur.

            Başka bir deyişle; iptalle sonuçlanan davada, yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesi; yine avukat vasıtasıyla temsil edilen davacı lehine ise vekâlet ücretine hükmedilmemesi yukarıda açıklanan hükümlere aykırıdır.

            Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, davalı İdare temyiz isteminin reddine, davacı temyiz isteminin ise kabulüne, mahkeme kararının yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 30.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.