Untitled 2

26.10.2010

7. Daire 2008/1326 E., 2010/4981 K.tescilli 17.11.2006 gün ve 132768 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı 9404.90.90.00.11 gümrük tarife ve istatistik pozisyonuna dahil "yorgan" ticari isimli eşyanın

7. Daire 2008/1326 E., 2010/4981 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz İsteminde Bulunan: …

…Petrol Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi 

Vekili: Av. …

… Karşı Taraf: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına 

Erenköy Gümrük Müdürlüğü 

İstemin Özeti: Davacı adına tescilli 17.11.2006 gün ve 132768 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı 9404.90.90.00.11 gümrük tarife ve istatistik pozisyonuna dahil "yorgan" ticari isimli eşyanın, Serbest Bölgedeki üretim aşamasında mamul imalinde kullanılan üçüncü ülke (Çin Halk Cumhuriyeti) menşeli 5513.41.00.90.00 pozisyonundaki sentetik devamsız liflerden dokunmuş mensucat cinsi girdilerin, 2001/2 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ uyarınca, CIF bedelin %87'si oranında dampinge karşı vergiye tabi olduğundan bahisle, beyanname arkasında tahakkuk ettirilip, teminata bağlanan 12.860.- Türk lirası dampinge karşı vergi ve 1.028.- Türk lirası katma değer vergisinin, dampinge karşı vergiye ilişkin kısmına vaki itirazın, dampinge karşı vergi tutarı 10.105.20 Türk lirası, (katma değer vergisi tutarı ise 808.50 Türk lirası) olarak düzeltilerek onanması suretiyle reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3, 23, 211 ve 242'nci maddeleri ile Gümrük Yönetmeliğinin 746'ncı maddelerini açıklayarak; olayda; teminata bağlanacak vergilerin tutarının hesaplanması için yapılan işlem tahakkuk olarak nitelendirilemeyeceğinden, bu işlemin idari itiraza ve idari davaya konu edilemeyeceği; davacı tarafından, Gümrük Müdürlüğüne ve Başmüdürlüğe yapılan başvuruların da, tahakkuka değil ödenen meblağın iadesine ilişkin olduğu dikkate alındığında, ortada, kat'i bir tahakkuk işlemi bulunmadığı gerekçesiyle reddeden İstanbul Yedinci Vergi Mahkemesinin 22.11.2007 gün ve E:2007/506; K:2007/2878 sayılı kararının; ithale konu mamul haldeki eşyanın dampinge karşı vergiye tabi olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. 

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. 

Tetkik Hâkimi Ergün GÖKDAM'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Nazlı YANIKDEMİR'in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 

Temyiz başvurusu; davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşyanın, Serbest Bölgedeki üretim aşamasında mamul imalinde kullanılan üçüncü ülke menşeli girdilerin, 2001/2 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ uyarınca, CIF bedelin %87'si oranında dampinge karşı vergiye tabi olduğundan bahisle, beyanname arkasında tahakkuk ettirilip, teminata bağlanan 12.860.- Türk lirası dampinge karşı vergi ve 1.028.- Türk lirası katma değer vergisinin, dampinge karşı vergiye ilişkin kısmına vaki itirazın, dampinge karşı vergi tutarı 10.105.20 Türk lirası, (katma değer vergisi tutarı ise 808.50 Türk lirası) olarak düzeltilerek onanması suretiyle reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; teminata bağlanacak vergilerin tutarının hesaplanması için yapılan işlemin tahakkuk olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle reddeden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir. 

Dosyanın incelenmesinden; Trakya Serbest Bölgesinden dış ticaret rejimine tabi olarak ithal edilen mamul eşyanın, Serbest Bölgedeki üretim aşamasında bünyesine giren ve beyanname ekinde yer alan serbest bölge üretim takip formundan tespit edilen, üçüncü ülke menşeli girdilere isabet eden dampinge karşı vergi ve buna isabet eden katma değer vergisinin hesaplanarak beyanname arkasında, 23.11.2006 tarihinde kat'i olarak tahakkuk ettirildiği; davacı tarafından da, 4458 sayılı Kanunun 242'nci maddesine göre süresi içerisinde dampinge karşı vergiye itiraz edilmek suretiyle, teminata bağlanan tutarın iadesinin istenildiği; tahakkuka vaki itirazın, tahakkuk tutarının düzeltilerek reddedilmesi üzerine de işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 

3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 8'inci maddesinin birinci fıkrasında, Serbest Bölge ile Türkiye'nin diğer yerleri arasında yapılacak ticaretin, dış ticaret rejimine tabi olduğu belirtilmiştir. 

4458 sayılı Gümrük Kanununun 197'nci maddesinin 1'inci fıkrasında, gümrük vergilerinin, tahakkukundan hemen sonra beyanname veya beyanname yerine geçen belge üzerinde yükümlüye tebliğ edileceği hükme bağlanmıştır. 

Olayda da; ortada, idari itiraza konu edilebilecek nitelikte beyanname arkasında yapılmış kat'i bir tahakkuk ve idari itirazın retle sonuçlanması üzerine de idari davaya konu olabilecek nitelikte işlem bulunduğundan, davada, Serbest Bölgeden dış ticaret rejimine tabi olarak ithal edilen mamul eşyanın, Serbest Bölgedeki üretim aşamasında bünyesine giren ve beyanname ekinde yer alan serbest bölge üretim takip formundan tespit edilen, üçüncü ülke menşeli girdilere isabet eden dampinge karşı verginin ödenmesinin gerekip gerekmediği yönünden yapılacak incelemeyle ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerekirken, davacı tarafından tahakkuka itiraz yoluyla teminata bağlanan tutarın iadesinin de istenilmesine dayanılarak, maddi olay ve hukuki durumun yanlış nitelendirilmesi suretiyle verilen temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir. 

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 26.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.