Untitled 2

21.05.2010

7. Daire 2008/511 E., 2010/2271 K. ipotek nedeniyle düzenlenen ipotek sözleşmesinde yazılı şartların kabul edildiğinin taahhüt edilmesine ilişkin olarak noterde düzenlenen kağıt nedeniyle ihtirazi kayıtla yapılan beyan üzerine

7. Daire 2008/511 E., 2010/2271 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz İsteminde Bulunan

: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 

Karşı Taraf

: …

… Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 

İstemin Özeti

: Davacı Şirkete ait gayrimenkuller üzerine Türkiye …

… Bankası Anonim Şirketi lehine tesis edilen ipotek nedeniyle düzenlenen ipotek sözleşmesinde yazılı şartların kabul edildiğinin taahhüt edilmesine ilişkin olarak noterde düzenlenen kağıt nedeniyle ihtirazi kayıtla yapılan beyan üzerine, 2004 yılı Ekim dönemi için damga vergisi tahakkuk ettirilmesi şeklinde tesis edilen işlemin iptali ile, ödenen tutarın yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davada; vergisi ihtilaflı kağıdın, ipotek senedinde yazılı şartların aynen kabul edildiğine yönelik davacı beyanını içermekten öte hukuki bir nitelik taşımadığı, bu haliyle taahhütname niteliğinde olmayan kağıdın damga vergisine tabi tutulmasında hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, kanuna aykırı olarak tahsil edilen vergilerin iadesi sırasında faiz ödeneceğine dair herhangi bir kanuni düzenlemenin mevcut olmaması sebebiyle davacının faiz isteminin yerinde görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali, ödenen damga vergisinin davacıya iadesi, yasal faiz isteminin ise reddi yolundaki İstanbul Yedinci Vergi Mahkemesinin 28.2.2007 gün ve E:2006/781; K:2007/537 sayılı kararının iptale ve ödenen verginin iadesine ilişkin hüküm fıkralarının; davacı tarafından düzenlenen kağıdın taahhütname olduğu ve Damga Vergisi Kanununun 1'inci maddesinde düzenlenen vergiye tabi kağıtlar arasında sayıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. 

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur. 

Tetkik Hakimi Munise KABAKULAK'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. 

Danıştay Savcısı H.Hüseyin TOK'un Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 2'nci fıkrasında; "Temyiz incelemesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise, kararın düzeltilerek onanmasına karar verilir." hükmü yer almıştır. 

Bilindiği üzere; İdari Yargı yetkisi, 2577 sayılı Kanunun 2'nci maddesinin 2'nci fıkrasında, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlandırılmış; idari eylem veya işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği hükme bağlanmıştır. İdari yargı yerlerinin bu denetim yetkisi, kanunların idari makamlara bıraktığı yetkilerin kullanılışının hukuka uygun olup olmadığının araştırılmasını kapsar; yoksa, söz konusu yetkilerin idari yargı yerlerince kullanılması sonucunu yaratmaz. Böyle olunca; vergi mahkemelerinin, vergi idaresince tesis edilen işlemin hukuka uygunluğunu denetlemekle yetinmeleri; onların yerine geçerek, idari işlem niteliğinde karar vermemeleri zorunludur. 

Olayda; davacının, ödenen vergilerin iadesine hükmedilmesi istemi hakkında, temyize konu kararın hüküm fıkrasında yer alan ve idari işlem niteliğinde yargı kararı verilmesi anlamına geldiği için 2577 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan 2'nci maddesi hükmüne aykırı olan '''...söz konusu tutarın mükellefe ret ve iadesine..." ibaresinin, "...ödenen vergilerin davalı İdareden alınarak davacıya verilmesine..." şeklinde düzeltildikten sonra işin esasının incelenmesine geçildi: 

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının temyize konu hüküm fıkralarının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine, 21.5.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.