Untitled 2

04.03.2010

7. Daire 2009/103 E., 2010/1245 K.Anonim Şirketinden, boya üretiminde solvent türevi olarak kullanılmak üzere, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 8'inci maddesinin l'inci fıkrası

7. Daire 2009/103 E., 2010/1245 K.

"İçtihat Metni"

Anonim Şirketinden, boya üretiminde solvent türevi olarak kullanılmak üzere, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 8'inci maddesinin l'inci fıkrası kapsamında tecil-terkin uygulamasına tabi tutulmak suretiyle satın alınan toluenin (toluolün), Kanuna ekli I sayılı listeye dahil malların üretiminde kullanıldığından bahisle, daha önce tahsil edilmeyen özel tüketim vergisinin tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davayı; davacı Şirketin satın aldığı solvent türevi toulen maddesinin Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan boya maddesi ile karıştırılarak kullanıldığının yeminli mali müşavir üretim tasdik raporlarıyla sabit olduğunun anlaşılması karşısında; tecil edilen amme alacağının tahsilini teminen düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden İstanbul Sekizinci Vergi Mahkemesinin 17.9.2008 gün ve E:2007/3273; K:2008/2522 sayılı kararının; toluen maddesi her ne kadar Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli I sayılı listede yer alan bir mal ise de; bu maddenin girdi olarak kullanılması suretiyle üretilen boyanın bu listeye dahil olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. 

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur. 

Tetkik Hakimi İbrahim BAŞ'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. 

Danıştay Savcısı M.Oğuz ULAŞ'ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Dosyanın incelenmesinden; özel tüketim vergisi yönünden İstanbul Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olan ... Anonim Şirketinden, boya üretiminde solvent türevi olarak kullanılmak üzere, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 8'inci maddesinin l'inci fıkrası kapsamında tecil-terkin uygulamasına tabi tutulmak suretiyle satın alınan toluenin (toluolün), Kanuna ekli I sayılı listeye dahil malların üretiminde kullanıldığının yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen üretim tasdik raporlarının incelenmesi sonucunda saptandığının, daha önce tahsil edilen verginin mahsubundan sonra kalan tutarın tahsil edilerek sonucundan bilgi verilmesi gerektiğinin adı geçen Vergi Dairesi Müdürlüğünce bildirilmesi üzerine, davacının bağlı olduğu Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emirlerinin, Mahkemece, işin esasının incelenmesi suretiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. 

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 4'üncü maddesinin l'inci fıkrasının (a) bendinde, özel tüketim vergisinin mükellefinin, bu Kanuna ekli (I), (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanları imal, inşa ve ithal edenler ile bu malların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler olduğu; 8'inci maddesinin 1'inci fıkrasının olay tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan şeklinde, bu Kanuna ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere ithalatçıları veya imalatçıları tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmının, teminat alınmak suretiyle tecil olunacağı; söz konusu malların tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren on iki ay içinde (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil olunan verginin terkin edileceği; bu hükümlere uyulmaması halinde tecil olunan verginin, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51'inci maddesinde belirlenen gecikme zammı ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği; ancak, tecil edilen verginin 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler dolayısıyla terkin edilememesi halinde bu verginin, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48'inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği belirtilmiş; aynı Kanunun 14'üncü maddesinin l'inci fıkrasında da, (I) sayılı mallar için özel tüketim vergisi beyannamelerinin, mükelleflerin katma değer vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verileceği açıklanmıştır. 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 43'üncü maddesinin l'inci fıkrasında ise, katma değer vergisinin, mükelleflerin iş yerinin bulunduğu yer vergi dairesince tarh olunacağı hükme bağlanmış; ayrıca, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 'Takibata Salahiyetli Tahsil Dairesi" başlıklı 5'inci maddesinin birinci fıkrasında; takibatın, alacaklı amme idaresinin mahalli tahsil dairesince yapılacağı; ikinci fıkrasında ise, borçlu veya malları başka mahallerde bulunduğu takdirde, tahsil dairesinin, borçlunun veya mallarının bulunduğu mahalde yapılacak takipleri, o mahaldeki aynı neviden amme idaresinin tahsil dairelerine niyabeten yaptıracağı hüküm altına alınmış; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Vergi Uygulamasındaki Yetki" başlıklı Birinci Bölümünde yer alan 4'üncü maddesinin ilk fıkrasında, vergi dairesi, mükellefi tespit, vergiyi tarh, tahakkuk ve tahsil eden daire olarak tanımlanmış; ikinci fıkrasının ilk cümlesinde ise, mükelleflerin, vergi uygulaması bakımından hangi vergi dairesine bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği kuralına yer verilmiştir. 

Bu düzenlemelerden; 4760 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı listenin B cetvelinde bulunan tolueni imal, inşa ve ithal edenler ile bu malın müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenlerin özel tüketim vergisinin mükellefi olduğu; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun kapsamına giren vergi, resim ve harçlardan kaynaklanan Devlete ait kamu alacakları hakkında tahsil işlemleri ile, bu alacakların güvence altına alınması için gerekli diğer işlemlerin yapılmasına, verginin mükellefinin bağlı olduğu vergi dairesinin yetkili olduğu; başka anlatımla; söz konusu düzenlemelerde; yetki kuralının, takip edilmesi gereken kişiye değil, takibin konusu olan verginin mükellefine göre belirlendiği; verginin mükellefi olmayan kişinin bağlı olduğu idarenin yetkisinin ise, niyabeten yapabileceği işlerle sınırlı tutulduğu anlaşılmaktadır. Niyabet, yetkili kamu idaresinin görevlilerinin, coğrafi yetki alanları dışına çıkmalarını gerektirecek iş ve işlemler dolayısıyla başvurabilecekleri bir müessesedir. 6183 sayılı Kanunun 37'nci maddesi uyarınca işlem tesisi ya da ödeme emri düzenlenip tebliği ise, bu nitelikte iş ve işlemler değildir. 

Olayda; davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin konusu olan özel tüketim vergisinin mükellefi, davacı Şirkete tolueni satan ... Anonim Şirketidir. Bu mükellef ise, Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğüne değil, Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğüne bağlıdır. Dolayısıyla, daha önce yetkili vergi dairesi müdürlüğünce tahakkuk ettirilip tecil uygulamasına tabi tutulan özel tüketim vergisi ile ilgili olarak, 6183 sayılı Kanunda öngörülen takip ve tahsil işlemlerinin yapılmasına, bu Şirketin özel tüketim vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesinin yetkili olması nedeniyle, davacı adına, bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünce tesis edilen işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığından, ödeme emirlerini uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle iptal eden mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir. 

Bu nedenle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddine, 4.3.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi. 

KARŞI OY 

Olayda, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 8'inci maddesinin 1'inci fıkrası uyarınca, boya üretiminde kullanılmak üzere satın alınan toluenin, Kanuna ekli I sayılı listeye dahil malların üretiminde kullanıldığından söz edilerek, davacı adına, bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından, ödeme emirleri düzenlenmiştir. 

4760 sayılı Kanunun 8'inci maddesinin 1'inci fıkrası hükmü uyarınca, söz konusu verginin alıcıdan tahsil edileceği açıktır. Diğer taraftan, aynı Kanunun 4'üncü maddesinin 2'nci fıkrası hükmü de dikkate alındığında, davacının bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğü tarafından ödeme emri düzenlenmesinde, yetki yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. 

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin işin esasının incelenmesi suretiyle sonuçlandırılması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.