Untitled 2

07.01.2010

7. Daire 2007/814 E., 2010/1 K.Davacı adına tescilli 3.8.2005 gün ve 3284 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile hariçte işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın,

7. Daire 2007/814 E., 2010/1 K.

"İçtihat Metni"

Davacı adına tescilli 3.8.2005 gün ve 3284 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile hariçte işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın, yurt dışında gördüğü işlem nedeniyle ödenen işçilik bedelinin düşük beyan edildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine ilişkin işlemi; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 24'üncü maddesinde, ithal eşyasının gümrük kıymetinin, eşyanın satış bedeli olduğu, satış bedelinin de, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta, 27 ve 28'inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu hükmüne yer verildiği; olayda, hariçte işeme rejimi kapsamında geçici olarak ihraç edilen eşyanın tekrar ithali sırasında fiilen ödenen fiyatın işçilik ücreti olduğu; davalı İdarece 4458 sayılı Kanunun kıymetin belirlenmesine ilişkin hükümlerine aykırı olarak yapılan işlemde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden Bursa Vergi Mahkemesinin 7.11.2006 gün ve E:2005/2716; K:2006/2067 sayılı kararının; Tekstil ve Konfeksiyon İthalatının Kayda Alınmasına İlişkin 2004/23 sayılı Tebliğ uyarınca düzenlenen kayıt belgesinde yer alan kıymet esas alınarak yapılan ek tahakkukta mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. 

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur. 

Tetkik Hakimi Mahmut KENGER'in Düşüncesi : Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin l'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemlerinin reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. 

Danıştay Savcısı Mukaddes ARAS'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin l'inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 

Temyiz başvurusu; davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile hariçte işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen eşyanın, yurt dışında gördüğü işlem nedeniyle ödenen işçilik bedelinin düşük beyan edildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir. 

4458 sayılı Kanunun 135'inci maddesinin l'inci fıkrasında, hariçte işleme rejiminin, 144 ila 148'inci maddelerde öngörülen standart değişim sistemine ilişkin hükümler ile 116'ncı madde hükmü saklı kalmak üzere, serbest dolaşımdaki eşyanın hariçte işleme faaliyetlerine tabi tutulmak üzere Türkiye gümrük bölgesinden geçici olarak ihracı ve bu faaliyetler sonucunda elde edilen ürünlerin ithal vergilerinden tam veya kısmi muafiyet suretiyle yeniden serbest dolaşıma girişine ilişkin hükümlerin uygulandığı rejim olduğu belirtilmiş, 141'inci maddesinde ise, 135'inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen ithalat vergilerinin, işlem görmüş ürünlere ait ithalat vergileri tutarından, geçici İhracat eşyasına en son işleme faaliyetine tabi tutulduğu ülkeden aynı tarihte ithal edilse idi uygulanacak olan ithalat vergileri tutarının indirilmesi suretiyle hesaplanacağı hüme bağlanmıştır. 

Bu hükümlere göre, hariçte işleme rejimi; serbest dolaşımda bulunan eşyanın, 4458 sayılı Kanunun 108'inci maddesinde sayılan işleme faaliyetlerinden herhangi birine tabi tutulmak üzere geçici olarak ihracından sonra, işlem görmüş ürünler şeklinde tekrar ithali olarak tanımlanabilir. Bu rejim kapsamında ithalatı yapılan eşyaya uygulanacak ithalat vergisi ise işlem görmüş ürünlere ait ithalat vergileri tutarından, asıl eşya (işleme faaliyetine tabi tutulmamış eşya) aynı tarihte aynı ülkeden ithal edilseydi uygulanacak olan ithalat vergileri tutarının düşülmesi suretiyle hesaplanacaktır. Başka bir anlatımla, bu rejim kapsamında ithal edilen eşyanın ithalat vergileri, eşyanın tamamının kıymeti üzerinden değil, yurt dışında gördüğü işlem ve işçilik kıymeti üzerinden hesaplanmaktadır. Dolayısıyla hariçte işleme rejimi kapsamında ithal edilen eşyanın kıymeti belirlenirken, yurt dışında yapılan işçilik giderlerinin belirlenmesi gerekmektedir. 

Dosyanın incelenmesinden; beyanname ekinde yer alan 29.7.2005 tarih ve LP-32/05 sayılı faturada işçilik bedeli olarak 13.850,50 Amerikan doları kıymet yer aldığı halde, Dış Ticaret Müsteşarlığınca, 2004/23 sayılı Tebliğ uyarınca, davacı tarafından verilen bilgi ve belgelere istinaden düzenlenen kayıt belgesinde toplam CİF kıymet olarak 33.097,86 Amerikan doları belirtildiği; davalı İdarece bu belgede yer alan kıymet esas alınmak suretiyle ek tahakkuk yapıldığı anlaşılmıştır. 

Bu durumda, davacı tarafından beyan edilen kıymetin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususunun ortaya konulması gerekmektedir. Kural, davacının beyanının esas alınması olmakla birlikte, yine davacı tarafından verilen bilgi ve belgelere göre düzenlenen kayıt belgesinde daha yüksek kıymet beyan edilmiş olması, davacının beyanının doğruluğunu kuşkulu hale getirmektedir. Bu bakımdan, Mahkemece, kayıt belgesinde yer alan kıymetin salt işçilik bedelinden ibaret olup olmadığı da araştırılmak ve kayıt belgesi düzenlenmesine esas alınan bilgi ve belgeler de getirtilerek incelenmek suretiyle, fatura ile anılan belge arasındaki çelişkinin giderilmesinden sonra ulaşılacak kanaate göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle işlemin iptalinde hukuki isabet görülmemiştir. 

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 7.1.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi. 

KARŞI OY Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.