Untitled 2

01.12.2011

9. Daire 2008/8780 E. , 2011/8023 K. ÖDEME EMRİ DÜZELTME BEYANNAMESİ İHBARNAME

9. Daire         2008/8780 E.  ,  2011/8023 K.
  • ÖDEME EMRİ
  • DÜZELTME BEYANNAMESİ
  • İHBARNAME
  • AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN (6183) Madde 58

"İçtihat Metni"

Özeti : Vergi Dairesinin uhdesinde tutulan emanetler hesabına davacının talebi olmadan kaydedilen iade alacağının davacıya yapılmış bir ödeme sayılmayacağı, idarenin uhdesinde bulunan iade tutarının davacıdan istenemeyeceği hakkında.

 

            Temyiz İsteminde Bulunan : … Gemi İnşaatı A.Ş.

            Karşı Taraf   :  Ulaştırma Vergi Dairesi Müdürlüğü

            İstemin Özeti         : Davacı şirket adına düzenlenen 4.4.2008 tarih ve 1452 takip nolu ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından 2004/Mart dönemi beyannamesinde 88.000,00 TL iade alacağının bulunduğunun beyan edildiği, 3.5.2004 tarihli dilekçe ile söz konusu iade alacağının muhtelif vergi borçlarına mahsubu talebinde bulunulduğu, 13.5.2005 tarihinde davalı idareye sunulan yeminli mali müşavir tasdik raporu ile iade alacağının 95.000,00 TL olarak belirlendiği, eksik kısmın tamamlanması talep edildiği, bu talep doğrultusunda 18.5.2005 tarih ve 413 sayılı düzeltme fişi ile fark 7.000,00 TL'lik iade alacağının emanet hesabına alındığı, ancak davacı şirket tarafından mükerrer fatura kaydı nedeniyle verilen düzeltme beyannamesi ile iade alacağının ilk verilen beyannamedeki tutar olan 88.000, TL olduğunun beyan edildiği, bunun üzerine davalı idarece vergi ve ceza ihbarnamesi düzenlendiği, söz konusu ihbarnameye karşı dava açılmadığı, 11.11.2005 tarihinde düzeltme hükümleri uyarınca başvuruda bulunulduğu, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, olayda, ödeme emrinin dayanağı ihbarnameye karşı dava açılmadığı, davacı şirketin esasa ilişkin iddialarının ödeme emrine karşı açılmış  bu davada inceleme olanağı bulunmadığı, kaldı ki davacı şirketin çelişkili beyannameleri nedeniyle haksız iade alacağına sebebiyet verdiği, bu durumda düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, vergi ziyaı cezasına gelince; 8.4.2006 tarih ve 26133 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunla 213 sayılı Kanuna eklenen geçici 27. madde uyarınca vergi ziyaı cezasının vergi aslının bir katı tutarına isabet eden kısmının yerinde olduğu, gecikme faizine ilişkin kısmının iptali gerektiği gerekçesiyle kısmen reddeden, kısmen kabul eden İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 27.10.2008 tarih ve E:2008/1292, K:2008/3387 sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının; haksız yere katma değer vergisi iadesi alınmadığı, sehven beyan edilen 7000,00 TL'nin emanet hesabına kaydedildiği, emanet hesabına kaydedilen tutarın iadesi istemlerinin bulunmadığı, hala devletin kasasında bulunan ve iade edilmeyen alacak için vergi ziyaı cezası kesilemeyeceği , böyle bir borç olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

            Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

            Danıştay Savcısı Mehmet Sağlam'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

            Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

            Tetkik Hakimi Engin Karabacak'ın Düşüncesi : Katma değer vergisi iade alacağının davacı şirkete iade edilmediği, davalı idarenin emanetler hesabına kaydedildiği, bu nedenle davacı şirketin haksız iadeye sebebiyet vermediği ve davacının böyle bir borcu olmadığı görüldüğünden düzenlenen ödeme emrinin kaldırılması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kısmen reddine karar veren mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince gereği görüşüldü:

            Uyuşmazlıkta, davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı kısmen reddeden, kısmen kabul eden vergi mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

            6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emriyle tebliğ olunacağı, 58. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunabileceği hükme bağlanmıştır.

            Olay tarihinde yürürlükte bulunan Genel Bütçeye Dahil Daireler ve Katma Bütçeli İdareler Muhasebe Yönetmeliğinin 221. maddesinde, emanetler hesabının saymanlıklarca, emanet olarak nakden veya mahsuben tahsil edilen tutarların izlenmesi için kullanılacağı, hesaba ilişkin işlemler başlıklı  222. maddesinde ise, emanetler hesabında kayıtlı paralardan nakden yapılan ödeme ve başka hesaplara aktarılan tutarlar ile başka bir saymanlığa gönderilen emanet paralar için saymanlık işlem fişi düzenleneceği hükümlerine yer verilmiştir.

            Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından 2004/Mart dönemi beyannamesinde 88.000,00 TL iade alacağı beyan edildiği, 3.5.2004 tarih ve 19963 sayılı dilekçe ile söz konusu iade alacağı tutarından toplam 82.585,10 TL'nin vergi ve prim borçlarına mahsubu talebinde bulunulduğu, ancak 13.5.2005 tarihinde davalı idareye sunulan yeminli mali müşavir tasdik raporu ile iade alacağının 95.000,00 TL olarak hesaplandığı,  bunun üzerine 18.5.2005 tarih ve 413 sayılı düzeltme fişi ile fark 7.000,00 TL'lik iade alacağının emanetler hesabına alındığı, öte yandan davacı şirket tarafından mükerrer fatura kaydı yapıldığından bahisle verilen düzeltme beyannamesi ile iade alacağının ilk beyannamedeki tutar olan 88.000,00 TL olduğunun beyan edildiği, bunun üzerine davalı idarece vergi ve ceza ihbarnamesi düzenlenerek 31.10.2005 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu ihbarnameye karşı dava açılmadığı, 11.11.2005 tarihinde düzeltme hükümleri uyarınca başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun zımnen reddedildiği, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

            Yukarıda anılan yönetmelik hükmü ile emanetler hesabına alınan paralardan, ödeme yapılması halinde saymanlık işlem fişi düzenleneceği kuralına yer verilmiştir. Emanetler hesabı davalı idarenin bünyesinde anılan yönetmelik hükümlerine göre tutulan bir hesaptır. Olayda davalı idarece bu hesaba alındığı iddia edilen 7.000.00 TL'lik iade alacağının davacı şirkete ödendiğini gösteren saymanlık işlem fişi düzenlenmemiştir. Böylece davalı idare bu tutarın uhdesinden çıktığını kanıtlayamamaktadır. Kaldı ki, davacı tarafından emanetler hesabına kaydedilen tutar talep edilmemiştir. Bu durumda, davacıya ödenmeyen ve halen idarenin uhdesinde bulunan iade tutarının davacıdan talep edilmesinde yasal isabet bulunmamaktadır.

            Bu nedenle davacı iddialarının 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi uyarınca "borcum yoktur" kapsamında değerlendirilerek ödeme emrinin iptali gerekirken, yazılı gerekçeyle davayı kısmen reddeden vergi mahkemesi kararının temyize konu kısmında isabet görülmemiştir.

            Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 27.10.2008 tarih ve E:2008/1292, K:2008/3387 sayılı kararının bozulmasına 01.12.2011 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

 

KARŞI OY

            Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.