Untitled 2

20.01.2010

9. Daire 2008/6275 E., 2010/51 K.Radyo ve Tv Yayıncılığı A.Ş.'nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirketin temsilcisi olduğundan bahisle davacı adına düzenlenen 10.07.2007 günlü ve 2584 sayılı Ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı

9. Daire 2008/6275 E., 2010/51 K.

"İçtihat Metni"

... Radyo ve Tv Yayıncılığı A.Ş.'nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirketin temsilcisi olduğundan bahisle davacı adına düzenlenen 10.07.2007 günlü ve 2584 sayılı Ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı: dosyanın incelenmesinden, ... Radyo ve Tv Yayıncılığı A.Ş.'nin vadesinde ödenmeyen ve borçlu şirketten tahsil olanağı kalmayan vergi borçlarının tahsili için yönetim kurulu üyesi olmayan ancak birinci derece imza yetkisi verilen davacıdan tahsili için dava konusu ödeme emirlerinin düzenlenip tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, 27.07.2007 tarihinde kayda giren dava dilekçesinde, davacı adına düzenlenen 10.07.2007 günlü ve 2584 sayılı ödeme emrinin iptali istemine yer verildiği halde 28.09.2007 tarihinde kayda giren ikinci dilekçe ile 10.07.2007 günlü ve 2519-2634 sayılı ödeme emirlerinin de iptalinin istenildiğinin anlaşıldığı, bu itibarla dava dilekçesinde dava konusu olarak yer alan 10.07.2007 günlü ve 2584 sayılı ödeme emri hariç diğer ödeme emirlerinin iptali isteminin davanın genişletilmesi sonucunu doğurduğundan incelenmeksizin reddi icabettiği, dava dilekçesinde yer alan 10.07.2007 günlü ve 2584 sayılı ödeme emrine gelince; davacıya 09.01.2001 günlü ve 5210 sayılı ticaret sicili gazetesinde yapılan tescille birinci derece imza yetkisi verildiği ve bu yetkinin 18.02.2002 günlü ve 5489 sayılı ticaret sicili gazetesinde yapılan tescille kaldırıldığının anlaşıldığı, vergi borcunun, 2001/Şubat dönemine ait olduğu ve bu dönem itibarıyla davacının temsil yetkisi bulunduğu, ancak borçlu şirkete ait bir kısım haczedilen menkul malın satışının yapılmadığı, henüz iflas masasının kapatılmadığı anlaşıldığı ve vergi borcunun asıl borçlu şirketten tahsili için tüm takip yollarının tüketilmediğinden, düzenlenen 10.07.2007 günlü ve 2584 sayılı ödeme emrinde isabet görülmediği, gerekçesiyle kısmen kabul eden, kısmen incelenmeksizin reddeden İstanbul 7. Vergi Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve E:2007/1912, K:2008/1538 sayılı kararının; düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir. 

Savunmanın Özeti: Cevap verilmemiştir. 

Danıştay Savcısı Filiz Z. Gürmeriç'in Düşüncesi : 9.1.2001 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan 21.11.2000 tarihli olağan genel kurul toplantısı kararıyla ... Radyo ve Televizyon Yayıncılığı A.Ş.nin Yönetim Kuruluna seçilmeyen, "Danışman" olarak, sadece imza sirkülerinde belirtilen bazı işlemleri yapmak ve ilgili belgeleri müştereken imzalamak üzere birinci derecede imza yetkisi verilen davacının, Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde belirtilen anlamda "kanuni temsilci" olarak şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığından söz edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle dava konusu ödeme emrinin içeriği vergi borcunun ilişkin olduğu dönem itibarıyla, kanuni temsilci sıfatına haiz olmayan davacıdan tahsiline de olanak bulunmamaktadır. 

Açıklanan nedenle dava konusu ödeme emrinin iptali yolunda verilen mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir. 

Tetkik Hakimi Aydemir Saydan'm Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü: 

Uyuşmazlıkta,... Radyo ve Tv Yayıncılığı A.Ş.'nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirketin kanunî temsilcisi olduğundan bahisle davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davayı kısmen incelenmeksizin reddeden, kısmen kabul eden vergi mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir. 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatlar gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin, kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır. 

Türk Ticaret Kanununun 317. maddesinde, anonim şirketlerin idare meclisi tarafından idare ve temsil olunacağı, 319. maddesinde, esas mukavelede idare ve temsil işlerinin idare meclisi azaları arasında taksim edilip edilmiyeceği ve taksim edilecekse bunun nasıl yapılacağının tespit olunacağı, idare meclisinin en az bir azasına şirketi temsil selahiyeti verileceği, esas mukavele ile temsil selahiyetinin ve idare işlerinin hepsini veya bazılarını idare meclisi azası olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakabilmek için umumi heyete veya idare meclisine selahiyet verilebileceği, 321. maddesinde ise; temsile selahiyetli olanların, şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan her nevi işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapmak ve şirket unvanını kullanmak hakkına haiz oldukları hükme bağlanmıştır. 

Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde, bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilciler tarafından yerine getirileceği açık olup, temsilcilerin ödevlerini yerine getirmeleri için, tarh döneminde kanuni temsilcilik görevini yürütmekte olmaları gerekmektedir. 

Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre ise, bir şahsın anonim şirketi kanuni temsil yetkisinden bahsedebilmek için; söz konusu kişinin yönetim kurulu üyesi olması veya yönetim kurulunca müdür olarak görevlendirilmiş yönetim kurulu üyesi olması veya yönetim kurulu üyesi olmamakla birlikte yönetim kurulunca müdür olarak görevlendirilmiş olması zorunludur. 

Dosyanın incelenmesinden, borçlu ... Radyo ve Televizyon Yayıncılığı A.Ş.nin 21.11.2000 tarihli olağan Genel Kurul Toplantısında, şirket yönetim kurulunun yeniden seçildiği ve davacının bu yeni yönetim kurulunda yer almadığı, ayrıca; aynı tarihte yeni seçilen şirket yönetim kurulunca yapılan toplantıda yönetim kurulu başkan ve başkan vekilinin belirlendiği ve bir yönetim kurulu üyesinin genel müdür olarak görevlendirildiği, yönetim kurulunda yer almayan ve genel müdürlük görevide bulunmayan davacıya ise, "danışman" unvanı ile birinci derece imza yetkisi verildiği ve devamında birinci ve ikinci derece imza yetkilerinin kapsamının belirlendiği, durumun 9.1.2001 tarihli 5210 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır. 

Dava konusu olayda, söz konusu vergi borcunun ait olduğu Şubat/2001 döneminde davacının adı geçen şirket yönetim kurulunda yer almadığı, yönetim kurulu tarafından başka bir yönetim kurulu üyesinin genel müdür olarak görevlendirildiği açık olup, yukarıda anılan 

yasal düzenlemelere göre yönetim kurulu üyesi olmayan ve yönetim kurulunca verilmiş müdürlük sıfatı da bulunmayan davacının borçlu şirketin kanuni temsilcisi kabul edilmesine hukuki olanak bulunmadığı gibi adı geçen şirketin iş ve işlemlerinin yürütülmesi için davacıya verilen "danışman" unvanının da kanuni temsilci sıfatı kazandırması mümkün değildir. 

Bu durumda, adı geçen şirketi temsil yetkisi bulunmayan davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddesi uyarınca takibine yasal olanak bulunmadığından, dava konusu ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının bu hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir. 

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, İstanbul 7. Vergi Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve E:2007/1912, K:2008/1538 sayılı kararının sonucu itibarıyla onanmasına 20.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.