Untitled 2

19.02.2014

Vergi D.Gen.Kur. 2013/834 E. , 2014/84 K. GÜMRÜK VERGİLERİ GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ SERBEST DOLAŞIMA GİRİŞ BEYANNAMESİ

Vergi D.Gen.Kur.         2013/834 E.  ,  2014/84 K.
  • GÜMRÜK VERGİLERİ
  • GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ
  • SERBEST DOLAŞIMA GİRİŞ BEYANNAMESİ

"İçtihat Metni"

Özeti : Gümrük Kanunu’nun 181'inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kural uyarınca, dolaylı temsil ilişkisi nedeniyle hesabına gümrük beyanında bulunulan ithalatçı ile birlikte yükümlü olan ve gümrük vergilerinin ödenmesinde müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunan gümrük müşaviri adına ek tahakkuk yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında.

 

Temyiz Eden   : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı adına

                                      Ambarlı Gümrük Müdürlüğü

Karşı Taraf      : … Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi

Vekili              : Av. …

İstemin Özeti  : … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına tescilli 21.11.2006 gün ve 112718 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle, davacı gümrük müşavirliği şirketi hakkında ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisine vaki itirazın reddine dair işlem davaya konu yapılmıştır.

            Davayı inceleyen İstanbul 4.Vergi Mahkemesi, 26.11.2008 günlü ve E:2008/1409, K:2008/3797 sayılı kararıyla;  4458 sayılı Gümrük Kanununun 5 ve 226'ncı maddeleri, 225'inci maddesinin 1, 181'inci maddesinin 3 ve 229'uncu maddesinin 2'nci fıkraları ile Gümrük Yönetmeliğinin 614'üncü maddesinin son fıkrasına göre gümrük müşavirinin sorumluluğuna gidilebilmesi beyannameyi vermiş olan gümrük müşavirinin, beyannamede kullanmış olduğu verilerin yanlış olduğunu bilmesi veya normal olarak bilmesi gereken kişi konumunda olması ve verilen bu beyannamenin kanunen alınması gereken vergilerin tamamen veya kısmen tahsil edilmemesine yol açmış olması gerektiği, ithalatçı firma adına dolaylı temsilci sıfatıyla hatalı beyanda bulunan davacıdan 4458 sayılı Kanun’un 181'inci maddesinin 3'üncü fıkrası ile 229'uncu maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu olarak gelir eksiğinin arandığı, gümrük yükümlüsü ile birlikte gümrük müşavirinin müteselsilen sorumlu tutulabilmesi için; gümrük vergilerinin eksik tahakkuk ve tahsiline neden olan durumu bildiği ve bilmesi gerektiğine ilişkin olarak iddiadan öte somut tespitlerin bulunması, sorumlu tutulduğu olayla arasındaki ilişkinin vergi kaybına yol açtığının açık bir şekilde ortaya konması gerektiği, davalı gümrük idaresince, davacının bizzat gümrük müşaviri olarak sorumluluğunu üstlendiği beyannameyle ilgili olarak beyannamede yer alan bilgilerin yanlış olduğu veya gümrük müşavirinin bu yanlışlığı bilmesi gerektiği yönünde her hangi bir tespit yapılmadığı gibi kasıt unsurunun varlığı da somut olarak ortaya konulamadığı gerekçesiyle davaya konu işlemi iptal etmiştir.

            Gümrük idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 11.06.2012 günlü ve E:2009/1893, K:2012/3025 sayılı kararıyla; 4458 sayılı Kanun’un 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının 11'inci bendinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli, aynı maddenin 1'inci fıkrasının 17'inci bendi, 5'inci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli, 181'inci maddesinin yine olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli ile 192'inci maddesindeki hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; ithalat işlemlerinin gümrük müşaviri aracılığıyla gerçekleştirildiği hallerde gümrük müşaviri olan gerçek veya tüzel kişinin ve ithalat işlemlerinin adına yürütüldüğü kişinin (ithalatçı) "yükümlü" olduğu; eşyanın gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin yurda girişinin yapılması durumunda; bir başka deyişle, ithalata ilişkin olarak gümrük yükümlülüğünün doğması halinde, vergilerin ödenmesinden ithalatçı ile gümrük müşavirinin, yükümlü olmaları nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları; dolayısıyla, bu tür durumlarda, alacaklı kamu idaresince, gümrük vergilerinin tamamının sorumlulardan, aralarında sıra gözetilmeksizin tahsili yoluna gidilmesinin mümkün olduğu sonucuna ulaşıldığı, dolaylı temsil durumunda, ithalatta gümrük yükümlülüğünde, hesabına gümrük beyanında bulunulan (ithalatçı) kişi ile birlikte beyan sahibi (gümrük işlemlerini yürüten gümrük müşaviri) de yükümlü olduğundan, vergilerin ödenmesi bakımından aralarında müşterek ve müteselsil sorumluluk bulunduğu, verginin ödenmesinden, ithalatçı ile birlikte ve yükümlü sıfatıyla müşterek ve müteselsil sorumlu olan davacı gümrük müşaviri adına ek tahakkuk yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini süreaşımı nedeniyle reddetmiştir.

            Bozma kararına uymayan İstanbul 4. Vergi Mahkemesi, 16.07.2013 günlü ve E:2013/1996, K:2013/1775 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

            Israr kararı gümrük idaresi tarafından temyiz edilmiş ve Gümrük Kanunu’nun 181'inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gümrük beyannamesini imzalayan gümrük müşavirinin herhangi bir şarta bağlı olmaksızın yükümlü sıfatıyla vergilerden sorumlu olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti         : Savunma verilmemiştir

Danıştay Tetkik Hakimi : Murat GÜNGÖR

Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

            … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle, davacı gümrük müşavirliği şirketi hakkında ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisine vaki itirazın reddine dair işlemin iptaline ilişkin ısrar kararı gümrük idaresi tarafından temyiz edilmiştir.

Beyannamenin tescil tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerine göre 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının 11'inci bendinde, "yükümlü"nün, gümrük yükümlülüklerini yerine getirmekle sorumlu olan bütün kişileri ifade ettiği ve 5'inci maddesinde, bütün kişilerin, gümrük mevzuatı ile öngörülen tasarrufları ve işlemleri gerçekleştirmek üzere gümrük idarelerindeki işleri için bir temsilci tayin edebilecekleri; temsilcinin, Türkiye gümrük bölgesinde yerleşik bulunan kişiler olduğu; temsilin, doğrudan veya dolaylı olabileceği; doğrudan temsil durumunda temsilcinin başkası adına hareket edeceği; dolaylı temsil durumunda ise kendi adına, ancak başkası hesabına hareket edeceği; 181'inci maddesinde, ithalatta gümrük yükümlülüğünün ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesi veya ithalat vergilerinden kısmi muafiyet suretiyle geçici ithali halinde doğduğu ve gümrük yükümlülüğünün, beyannamenin tescil tarihinde başladığı; ithalatta gümrük yükümlülüğünde yükümlünün, beyan sahibi, dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişi olduğu kuralına yer verilmiş; aynı Kanunun 192'inci maddesinde ise, aynı gümrük vergilerinin ödenmesinden birden çok yükümlünün sorumlu olduğu hallerde, bunların söz konusu vergilerin ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kurala bağlanmıştır.

            Bu düzenlemeler karşısında; ithalat işlemleri temsil hükümlerine göre yürütülerek yapılan ithalatlarda beyanı yapan gümrük müşaviri ile hesabına gümrük beyanında bulunulan ithalatçı yükümlü olmakta ve ithalat vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin giren eşyaya ait vergilerin ödenmesinden, gümrük müşavirlerinin de ithalatçı ile birlikte müteselsilen sorumlu oldukları anlaşıldığından gümrük idaresince, kamu alacağı için aralarında sıra gözetilmeksizin tahsil edilmeyen alacak nedeniyle takip yapılabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.

            Verginin ödenmesinden, ithalatçı ile birlikte ve yükümlü sıfatıyla müşterek ve müteselsil sorumlu olan davacı gümrük müşaviri adına ek tahakkuk yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından; dava hakkında, davaya konu işlemin diğer yönlerden hukuka uygunluğunun incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, davacının yükümlü olarak takip edilmesini hukuka aykırı gören ve davaya konu işlemi iptal eden vergi mahkemesi ısrar kararı hukuka uygun görülmemiştir.

            Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 16.07.2013 günlü ve E:2013/1996, K:2013/1775 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 19.02.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

 

KARŞI OY

            Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında yerinde ve vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.