Untitled 2

16.05.2012

Vergi D.Gen.Kur. 2010/595 E. , 2012/194 K. GEMİ SİCİL HARCI BİLİRKİŞİ RAPORU EMSAL BEDEL

Vergi D.Gen.Kur.         2010/595 E.  ,  2012/194 K.
  • GEMİ SİCİL HARCI
  • BİLİRKİŞİ RAPORU
  • EMSAL BEDEL

"İçtihat Metni"

Özeti : Adli yargıda yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun içeriği, vergi mahkemesinde görülen davanın çözümü için yeterli bulunmadığından, salt bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının hukuka uygun düşmediği, resen araştırma ilkesi uyarınca geminin satış tarihindeki emsal bedelinin saptanması gerektiği hakkında.

 

            Temyiz Eden   : Toros Vergi Dairesi Müdürlüğü

            Karşı Taraf      : … Gemi ve Deniz Hizmetleri Petrol İnşaat  Nakliyat

            İstemin Özeti  : 1969 yılında İstanbul'da inşaı tamamlanan, boyu 60.2 metre, eni 9 metre ve derinliği 5 metre olan 1000 Hp gücündeki 284 grostonilato gemi davacı tarafından 400.000 YTL bedelle 16.5.2005 tarihinde satın alınmıştır. Kayıtlı olduğu liman başkanlığı, aynı gün davalı vergi dairesi müdürlüğünden, geminin harca esas değerinin takdir komisyonunca takdiri ve bildirilmesini istemiştir. Takdir komisyonuna 18.5.2005 tarihinde sevk edilen takdir, sicil kayıtları ve mahallinde incelenerek geminin yukarıdaki özellikleri ve emsallerine göre inşa tarihi de esas alınarak 700.000 YTL olarak yapılmış; vergi dairesi müdürlüğünce takdir komisyonu kararı liman başkanlığına 8.7.2005 tarihinde gönderilmiştir. Liman başkanlığının 15.7.2005 tarihli yazısı ile bildirilmesi üzerine davacı tarafından, beyan değeri ile takdir edilen değer arasındaki farka isabet eden ve ödenen 5.400 YTL gemi sicil harcı, davaya konu yapılmıştır.

            Liman başkanlığına yöneltilen husumetle açılmışsa da liman başkanlığı husumetten çıkarılarak Toros Vergi Dairesi Müdürlüğü hasım tespit edilen davayı inceleyen Mersin 1. Vergi Mahkemesi, 14.11.2006 günlü ve E:2005/1625, K:2006/2445 sayılı kararıyla; davacı tarafından, liman başkanlığına ödeme yapıldıktan sonra gemi değerinin tespiti amacıyla Mersin Asliye Ticaret Mahkemesinden 2005/588 Değişik İş esasında tespit istendiği, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 13.7.2005 günlü bilirkişi raporunda, değerinin 290.000 Dolar olduğunun belirtildiği, geminin satın alındığı 16.5.2005 tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu 290.000. Doların, davacının beyan ettiği 400.000 YTL değeri geçmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle takdir komisyonunca takdir edilen tutar dikkate alınarak, davacının beyan ettiği değer çıkarıldıktan sonra fark üzerinden hesaplanan ve davacı tarafından ihtirazi kayıtla ödenen 5.400 YTL harcın davacıya iadesine karar vermiştir.

            Vergi idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 18.11.2009 günlü ve E:2007/2704, K:2009/4238 sayılı kararıyla; İdari Yargılama Usulü Kanununun 58'inci maddesinde, tarafların idari dava açtıktan sonra bu davalara ilişkin delillerin tespitini ancak, davaya bakan Danıştay, İdare ve Vergi Mahkemelerinden isteyebilecekleri, davaya bakan yargı yeri istemi uygun gördüğü takdirde üyelerden birini bu işle görevlendirebileceği gibi tespitin mahalli idari veya adli yargı mercilerince yaptırılmasına da karar verilebileceğinin hükme bağlandığı, aynı Kanunun 31'inci maddesinde de, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlardan olan bilirkişi, keşif, delillerin tespitinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı ancak, bilirkişi seçiminin Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından resen yapılacağının düzenlendiği, vergi mahkemesince, gemi değerinin tespiti için Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan bilirkişi raporundaki tutar esas alınarak karar verildiği, hasımsız bir tespit davasında sunulan bilirkişi raporuna, vergi mahkemesinde açılan davada taraf olan vergi dairesi müdürlüğünün itiraz etme olanağının bulunmadığı, vergi mahkemesince, 2577 sayılı Yasanın 58'inci maddesi uyarınca geminin tüm özellikleri dikkate alınmak suretiyle, vergisi ihtilaflı dönemdeki rayiç değerinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; adli yargı yerine sunulan bilirkişi raporu esas alınarak verilen kararda hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

            Bozma kararına uymayan Mersin 1. Vergi Mahkemesi, 2.6.2010 günlü ve E:2010/1651, K:2010/1068 sayılı kararıyla; ilk kararında ısrar etmiştir.

            Israr kararı vergi idaresi tarafından temyiz edilmiş ve asliye ticaret mahkemesinde açılan hasımsız tespit davasında düzenlenen bilirkişi raporuna vergi idaresinin itiraz etme olanağı bulunmadığı gibi bilirkişi seçimine de itiraz etme hakkının olmadığı, satışa konu geminin değer tespitinin ancak, davanın açıldığı vergi mahkemesinden istenebileceği, bu nedenle adli yargıda yapılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

            Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.

            Danıştay Tetkik Hâkimi Selda GÜRSOYTRAK GÜLSEVEN'in Düşüncesi : Satın alınan kuru yük gemisinin alış bedelinin düşük bulunması üzerine takdir olunan bedel ile alış bedeli arasındaki farka isabet eden gemi sicil harcı davaya konu yapılmıştır. Vergi mahkemesi kararı, İdari Yargılama Usulü Kanununun 58'inci maddesi neden gösterilerek bozulmuş ise de, adli yargı yerinde yaptırılan tespit davacı tarafından değil, satıcı firma olan … Gemicilik Tersanecilik Limited Şirketi tarafından istenmiş ve hazırlanan bilirkişi raporu görülmekte olan dava dosyasına davacı lehine delil olarak ibraz edilmiştir. Dolayısıyla idari yargı yerinden istenen delil tespitinden söz edilemeyeceği açıktır. İhtilaf konusunu ise adli yargıda yaptırılan tespit sonucu hazırlanan bilirkişi raporunun, vergi mahkemesi kararına esas alınıp alınamayacağı teşkil etmektedir.

            İdari Yargılama Usulü Kanununun 20'nci maddesinde, idare ve vergi mahkemeleri ile Danıştay'ın bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri, tarafların herhangi bir isteminin varlığı aranmaksızın kendiliklerinden yapmaları, gerek gördükleri belgelerin gönderilmesini ve bilgilerin verilmesini sadece taraflardan değil, ilgili gördükleri diğer yerlerden isteyebilecekleri öngörülmek suretiyle idari yargı yerlerine, resen araştırma yetki ve görevi verilmiştir. Verilen bu yetki ve görev, hukuka uygunluk denetiminin gerektirdiği her çeşit incelemeyi kapsamaktadır.

            Tarafların eşit koşullar altında iddiada bulunma ve savunma yapmaları esasını öngören İdari Yargılama Usulü Kanunu göz önüne alındığında, davacının ibraz ettiği bilirkişi raporunun satışa konu geminin değerini tespit için yeterli görülmediği ve resen araştırma ilkesi kapsamında davanın karara bağlanabilmesi için tarafların iddia ve savunmalarının dayanağı durumların varlığı ve doğruluğunu saptamak amacıyla kanıt yüküne ilişkin kurallar da gözetilerek yapılacak inceleme sonucu ulaşılacak yargıya göre karar verilmesi icap ettiğinden ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

            Danıştay Savcısı Mehmet SAĞLAM'ın Düşüncesi : Danıştay Dokuzuncu Dairesince verilen 18.11.2009 gün ve E:2007/2704, K:2009/4238 sayılı bozma kararında yer alan gerekçe uyarınca, İzmir 1. Vergi Mahkemesince verilen 02.06.2010 tarih ve E:2010/1651, K:2010/1068 sayııl ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

            Davacı tarafından satın alınan geminin, beyan değeri ile takdir komisyonunca takdir edilen değeri arasındaki farka isabet eden ve ödenen gemi sicil harcının davacıya iadesine ilişkin ısrar kararı temyiz edilmiştir.

İdari Yargılama Usulü Kanununun 20'nci maddesinde, idare ve vergi mahkemeleri ile Danıştay'ın bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri, tarafların herhangi bir isteminin varlığı aranmaksızın kendiliklerinden yapmaları, gerek gördükleri belgelerin gönderilmesini ve bilgilerin verilmesini sadece taraflardan değil, ilgili gördükleri diğer yerlerden isteyebilecekleri öngörülmek suretiyle idari yargı yerlerine, resen araştırma yetki ve görevi verilmiştir. Verilen bu yetki ve görev, hukuka uygunluk denetiminin gerektirdiği her çeşit incelemeyi kapsamaktadır. Esasen bu yetki ve görevin, davanın karara bağlanabilmesi için dava dosyasında bulunmayan ancak, tarafların iddia ve savunmalarının dayandığı durumların varlığı ve doğruluğunu saptamak amacıyla olanlar da dahil olmak üzere gerekli görülen bilgi ve belgelerin edinilmesini sağlayan kanıt toplama yetki ve görevi olduğu da açıktır.

… Gemicilik Tersanecilik Limited Şirketine ait Mersin Liman Başkanlığı gemi sicilinde kayıtlı … isimli kuru yük gemisinin davacı tarafından, 16.5.2005 tarihinde 400.000 YTL bedelle satın alındığı, satış işleminin aynı gün Liman Başkanlığına bildirildiği, Liman Başkanlığınca, Toros Vergi Dairesi Müdürlüğünden geminin satış harcına esas değerinin takdir edilmesinin istendiği, takdir komisyonunca yapılan inceleme sonucu geminin değerinin 700.000 YTL olarak takdir edildiği, takdir komisyonu kararının liman başkanlığına tebliğ edildiği tarihte satıcı … Gemicilik Tersanecilik Limited Şirketince, Mersin Asliye Ticaret Mahkemesinden geminin değer tespitinin yapılmasının istendiği, Mersin Limaniçi Atatürk Parkı açığında boş olarak demirli bulunan gemide 8.7.2005 tarihinde yapılan tespit sonrası düzenlenen 13.7.2005 günlü bilirkişi raporu ile geminin değerinin 290.000 Dolar olarak tespit edildiği, takdir komisyonu kararına göre doğan harç farkının ödenmesi gerektiğini bildirmesi üzerine, 21.7.2005 tarihinde ödenen tutarın iadesi istemiyle 22.7.2005 tarihinde görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdari davanın açılmasından sonra delil tespiti ancak, idari davaya bakan yargı yerinden istenebileceği halde, dava açılmadan önce yaptırılacak delil tespitinin İdari Yargılama Usulü Kanununun 31'inci maddesinde yapılan gönderme nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri uyarınca adli yargıdan talep edilebileceği açıktır. İhtilaf konusu olayda ise davacı tarafından değil, satıcı firma olan … Gemicilik Tersanecilik Limited Şirketince tespit istenmiş ve dava açılmadan önce yapılan tespit üzerine düzenlenen bilirkişi raporu dava dilekçesine ek delil olarak ibraz edilmiştir.

Dosyaya gerek taraflarca sunulan, gerekse mahkeme tarafından istenerek sunulması sağlanan kanıtların hangi olay veya olgunun kabulünü gerektirdiğinin, kanıtlar arasında ilişki kurularak yargı yerince belirlenmesi gerekmektedir. Kanıtların değerlendirilmesi, yargılamanın en temel etkinliği olup, bu etkinliğin, 2577 sayılı Yasanın 31'inci maddesinin 1'inci fıkrasına dayanılarak bilirkişiye yaptırılması, yargılama hukukuna aykırı düşer. Belirtilen hukuksal durum karşısında adli yargıda yaptırılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporu, vergi mahkemesinde görülen davanın çözümü için yeterli görülmediğinden sadece sözü edilen rapora göre hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir.

Yazılı yargılama yöntemini benimseyen İdari Yargılama Usulü Kanunu, davaların açılması, delillerin toplanması ve ilgililerce sonradan ibraz edilen belgelerin incelenmesini öngören 3,16,20 ve 21'inci maddelerinde, taraflarının eşit koşullar altında iddia ve savunma yapmaları esasını öngörmüştür. Bu cümleden olarak, 3'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasında dava konusu işlem ve belgelerin asılları ve örneklerinin dilekçeye karşı taraf sayısından bir fazla sayıda eklenmesi; 16'ncı maddesinin 1'inci fıkrasında dava dilekçesi ve eklerinin birer örneğinin davalıya tebliği; 21'inci maddesinde ise dilekçe ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgelerin, bunların zamanında verilmesine imkan bulunmadığına kanaat getirilmesi halinde kabulü ile karşı tarafa tebliği kurala bağlanmıştır. Bu düzenlemeler nedeniyle yargılama sırasında dosyaya taraflarca sunulan ve sunulması kabul edilen belgeler hakkında diğer tarafın görüşünün alınması ve hüküm verilirken değerlendirilmesi gerekmektedir.

İncelenen bu davanın çözümü; satışa konu kuru yük gemisinin satış tarihi itibarıyla değerinin araştırılması ve sair delillerin toplanması suretiyle tespiti sonucu varılacak yargıya bağlıdır. Bu nedenle İdari Yargılama Usulü Kanununun 20'nci maddesinin gerekleri yerine getirilmeksizin verilen ısrar kararının bozulması gerekmiştir.

            Açıklanan nedenlerle, Mersin 1. Vergi Mahkemesinin, 2.6.2010 günlü ve E:2010/1651, K:2010/1068 sayılı ısrar kararının, dava hakkında yargılama usulünün gerektirdiği saptama, değerlendirme ve incelemeler yapıldıktan sonra karar verilmek üzere bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 16.5.2012 gününde esasta ve gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

 

KARŞI OY

            X- Israr kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile kararın gerekçesine katılmıyoruz.

 

KARŞI OY

            XX- Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.