Untitled 2

26.03.2010

Vergi D.Gen.Kur. 2008/487 E. , 2010/160 K. ÖDEME EMRİ VERGİ

Vergi D.Gen.Kur.         2008/487 E.  ,  2010/160 K.
  • ÖDEME EMRİ
  • VERGİ
  • İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU (2577) Madde 24
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 95
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 92
  • İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU (2577) Madde 31
  • GÜMRÜK KANUNU (4458) Madde 242

"İçtihat Metni"

Özeti : 1- TIR karnesi kapsamında taşınan eşyanın sevk gümrüğünde işlem görmemesi nedeniyle, karne sahibince ödenmesi gereken vergi ve resimlerin, kefil sıfatıyla davacı kurumdan istenmesi yolundaki işlemin dayanağı 3.5.1985 günlü ve 85/9449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile TIR Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesi hükümleri olduğundan, tebliğ edilen işleme karşı 4458 sayılı Kanun’un 242'nci maddesindeki itiraz yolunun izlenmesine gerek bulunmadığı,

            2- Ödeme emrinin düzenlenmesine, davacının, vergi ve resimlerin istenmesine ilişkin işleme karşı itiraz yoluna başvurduğunu bildirmemesi dayanak gösterilmiş olması dışında, dava açıldıktan sonra başkaca her hangi bir neden gösterilmeksizin idarece iptal edilmesiyle dava açılmasına idare sebebiyet verdiğinden, açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar veren ve yargılama giderlerini davalı gümrük müdürlüğü üzerinde bırakan vergi mahkemesi ısrar kararında hukuka aykırılık görülmediği hakkında.

 

            Temyiz Eden     : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı

            Karşı Taraf        : Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği

            Vekilleri           : Av. ...

            İstemin Özeti   : ... sayılı TIR karnesiyle, Gürbulak Gümrük Müdürlüğünden yurda giriş yaparak Erenköy Gümrük Müdürlüğüne sevk edilen eşyanın, sevk gümrüğünde işlem görmemesi nedeniyle, karne sahibi taşıyıcı firmadan tahsil edilemeyen vergi ve resimler tutarının, kefil kuruluş sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emri davaya konu yapılmıştır.

            Davayı inceleyen Ankara 2. Vergi Mahkemesi, 16.5.2005 günlü ve E:2004/977, K:2005/587 sayılı kararıyla; Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğünün mahkemelerine sunduğu cevapta, tahakkuka karşı süresinde itiraz edildiğinden, itiraz edilmediği varsayımıyla düzenlenen ödeme emrinin iptal edilmesi yolundaki talimat yazısının, Ankara Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğüne gönderildiğinin bildirildiği, Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğünün talimatı üzerine, Ankara Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğünce, davacı adına düzenlenen davaya konu ödeme emrinin iptal edildiğine ilişkin yazıların davacıya bildirildiği ve davacı tarafından da bu yazıların dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğu, bu nedenle kabul sebebiyle konusunun kalmadığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

            Gümrük İdaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 29.5.2007 günlü ve E:2005/3695, K:2007/2560 sayılı kararıyla; kararın, yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının temyizen incelenmesinin istendiği, dava açılmasından sonra, davacı adına düzenlenen davaya konu ödeme emri idarece iptal edilip, bu durumun davacıya da bildirilmesi, davalı idarenin kabulü olarak değerlendirilerek hüküm kurulmuş ise de; 2577 sayılı Yasanın 31'inci maddesiyle gönderme yapılan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 92 ila 95'inci maddelerinde düzenlenen ve usul hukukunda, davayı sona erdiren ve kesin hükmün bütün hukuki sonuçlarını doğuran taraf işlemlerinden birisi olan "kabul" müessesesinden söz edilebilmesi için davalı idarece, Mahkemeye hitaben yapılmış, açık bir kabul beyanının varlığı gerektiği, olayda ise davalı idarece bu şekilde bir beyanda bulunulmadığı; aksine, iptal edilen ödeme emrinin düzenlenmesine davacının sebep olduğu ileri sürülerek davanın reddinin talep edildiği, bu nedenle "kabul sebebiyle" karar verilmesine yer olmadığı yolundaki hükmün sözü edilen düzenlemeye uygun düşmediği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 24'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (f) bendinde, kararlarda; yargılama giderlerinin ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, 2577 sayılı Kanunun 31'inci maddesiyle atıf yapılan 417'nci maddesinde, kural olarak yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen tarafa yükletileceği; 423'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının 6'ncı bendinde de, davanın önemine göre kanun gereği takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğunun hükme bağlandığı, bu hükümlere göre davanın, iptal ile sonuçlanması ve davalı idarenin ''davayı kabulü'' dışında, herhangi bir nedenle "karar verilmesine yer olmadığı'' şeklinde sonuçlanması halinde, yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilebilmesi için davalının hukuka aykırı işlem tesisiyle dava açılmasına sebebiyet vermiş olması gerektiği, ödeme talebine ilişkin işlemin tebliğ tarihinden itibaren, TIR Sözleşmesinde öngörülen üç aylık sürede vergileri ödemeyerek, ödeme emrinin düzenlenmesine davacı tarafından sebebiyet verildiğinden, Mahkemenin, dava açılmasından sonra ödeme emrinin davalı idarece iptal edilmesine dayanarak, dava hakkında, "karar verilmesine yer olmadığı" yolundaki kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamakla birlikte; davada haksız çıkması veya aleyhine karar verilmesi ya da hukuka aykırı işlem tesis edilmesi suretiyle dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmayan idare aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinde yargılama hukuku ilkelerine uygunluk görülmediği, öte yandan; kararda davacı lehine vekalet ücretine hükmolunmadığından, davalı idarenin vekalet ücreti yönünden temyiz isteminin incelenmeyeceği gerekçesiyle kararın; yargılama giderlerine ilişkin kısmını bozmuş, temyiz isteminin vekalet ücretine ilişkin kısmının incelenmeksizin reddine karar vermiştir.

            Bozma kararına uymayan Ankara 2. Vergi Mahkemesi, 10.1.2008 günlü ve E:2007/1904, K:2008/31 sayılı kararıyla, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; düzenlendiği tarihte hukuka uygun olan ödeme emri, iptali istemiyle dava açıldıktan sonra hiçbir neden belirtilmeden davalı idare tarafından iptal edildiğinden, davalı idarenin kusurlu olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle ilk kararında ısrar etmiştir.

            Israr kararı gümrük idaresi tarafından temyiz edilmiş ve tahakkuka karşı dava açıldığının davacı tarafından bildirilmemesi nedeniyle tahakkukun kesinleştiği düşünülerek ödeme emri düzenlendiğinden, davanın açılmasında kusurları bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

            Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

            Danıştay Tetkik Hakimi Murat GÜNGÖR'ün Düşüncesi : Ödeme emrine karşı açılan davada, ödeme emrini her hangi bir neden göstermeksizin iptal eden davalı gümrük müdürlüğü, davanın açılmasına kusurlu olarak sebebiyet verdiğinden, yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması hukuka uygun görüldüğü, bu nedenle, temyiz istemin reddi gerektiği düşünülmüştür.

            Danıştay Savcısı H.Hüseyin TOK'un Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

            Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

            ... sayılı TIR karnesiyle, Gürbulak Gümrük Müdürlüğünden yurda giriş yaparak Erenköy Gümrük Müdürlüğüne sevk edilen eşyanın, sevk gümrüğünde işlem görmemesi nedeniyle, karne hamilinden tahsil edilemeyen vergi ve resimlerin, kefil kuruluş sıfatıyla davacıdan istenmesine ilişkin işleme itiraz edilmediği varsayımıyla vergi ve resimlerin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davada, Ankara Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğünce, ödeme emrinin iptal edildiğine ilişkin yazıların davacıya bildirilmesi ve davacı tarafından da bu yazıların dilekçe ekinde mahkemeye sunulması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve ödeme emrine karşı dava açılmasında davalı gümrük müdürlüğünün kusurlu bulunduğuna karar veren vergi mahkemesi ısrar kararıyla yargılama giderleri davalı gümrük müdürlüğü üzerine bırakılmıştır.

            TIR Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesinin 6'ncı maddesi uyarınca, 3.5.1985 günlü ve 85/9449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla Türkiye'de Kefil Kuruluş olarak yetkilendirilen ve TIR karnelerini vermekle görevlendirilen kuruluş Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliğidir.

            Değinilen Sözleşmenin 8'inci maddesinin 1'inci fıkrasında, TIR işlemleri ile ilgili olarak bir yolsuzluğun tespit edildiği ülkedeki gümrük kanunlarına ve yönetmeliklerine göre ödenmesi gereken ithal veya ihraç vergi ve resimleri ile bunlara ilişkin gecikme faizlerini kefil kuruluşun ödeyeceği, kuruluşun, yukarıda sözü edilen şahıslardan tahsil edilecek paraların ödenmesinden, bu şahıslarla müştereken ve müteselsilen mesul olduğu; 7'nci fıkrasında, maddenin birinci ve ikinci paragraflarındaki tutarların ödenmesi gerekli hale geldiğinde, yetkili makamların, mümkün olduğu ölçüde, kefil kuruluştan ödeme isteğinde bulunmadan önce doğrudan doğruya sorumlu kişi veya kişilere başvuracağı kurala bağlanmıştır.

            Bu düzenlemeler karşısında kefil kuruluş olan davacı adına, TIR karnesi vermesi ve kefil kuruluş olmasından dolayı vergi ve resimlerin ödenmesi yolunda tesis edilen işlemin dayanağı, 3.5.1985 günlü ve 85/9449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değinilen Sözleşme hükümleri olduğundan, tebliğ edilen işleme karşı 4458 sayılı Kanunun 242'nci maddesindeki itiraz usulünün izlenmesi gerekmemektedir.

            Davalı gümrük müdürlüğü tarafından ödeme emrinin düzenlenmesine, davacının, vergi ve resimlerin istenmesine ilişkin işleme karşı itiraz yoluna başvurduğunu bildirmemesi dayanak gösterilmiş ise de, 4458 sayılı Kanuna tabi olmayan değinilen işlem için itiraz yoluna başvurulması gerekmediğinden, dava açıldıktan sonra başkaca her hangi bir neden gösterilmeksizin ödeme emrinin iptal edilmesiyle davalı idarenin dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar veren ve yargılama giderlerinin davalı gümrük müdürlüğü üzerinde bırakan vergi mahkemesi ısrar kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.

            Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, 26.3.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

 

KARŞI OY

            Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.