Untitled 2

17/02/2016

Şirket tarafından Belediyeden kiralanan yere ait 2013 yılı kira ödemesinin 2014 yılında yapılması durumunda ödenen tutarın indirim konusu yapılıp yapılmayacağı

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

62030549-125[6-2014/170]-13252

17/02/2016

Konu

:

Şirket tarafından Belediyeden kiralanan yere ait 2013   yılı kira ödemesinin 2014 yılında yapılması durumunda ödenen tutarın indirim   konusu yapılıp yapılmayacağı

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketiniz tarafından ………….. Büyükşehir Belediyesinden kiralanan yerin kira ödemesine ilaveten Belediye tarafından KDV tahsil edildiği, kira ödemesi yapıldığından kira ödemelerine ilişkin belgelerin düzenlendiği, 2013/Haziran ayına ait kira bedelini 19/03/2014 tarihinde ödediği ve ödemeye ilişkin Belediye tarafından 19/03/2014 tarihinde alındı belgesinin düzenlendiği belirtilerek, şirketiniz tarafından 2013 yılında ödenmeyen kiraların 2014 yılında ödenmesi durumunda ödenen tutarların gider olarak yazılıp yazılmayacağı ve katma değer vergisi beyannamesinden indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

 

            I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

            5520 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında; Kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

 

            Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise; Bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce, işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır.

 

            Bu hükümlere göre kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

 

            Ticari kazancın tespitinde "tahakkuk esası ilkesi" ve "dönemsellik ilkesi" olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi gereğince işletmenin sürekli kabul edilen ömrü belli dönemlere bölünür ve her dönemin faaliyet sonuçları diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanır. Gelir ve giderler tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilerek hasılat, gelir ve karlar aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılır.

 

            Tahakkuk, gelir ve giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Tahakkuk esasında, geliri doğuran muamelelerin eksiksiz olarak tekemmül etmiş olması, gelirin elde edilmiş sayılması için yeterlidir. Diğer bir ifade ile tahakkuk esasında vergilendirme yapılabilmesi için, alacak hakkının doğmuş olması gerekir. Gerek hasılat gerekse giderlerin hangi hesap dönemine ilişkin olduğunun tespiti açısından hasılatın tahsil edilip edilmediğinin, giderlerin ise ödenmiş olup olmadığının bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.

 

            Bu hüküm ve açıklamalar uyarınca, belediyeden kiralamış olduğunuz yerin 2013 yılına ait kira giderlerinin tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereğince miktar ve mahiyet olarak kesinleşmiş olduğu 2013 hesap dönemine ait kurum kazancınızın tespitinde dikkate alınması gerekmekte olup söz konusu döneme ilişkin kira tutarlarının Şirketiniz tarafından ilgili dönemde ödenip ödenmemesinin bu duruma herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla 2013 hesap dönemine ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılması gereken kira giderlerinin 2014 hesap dönemi kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.         

 

            II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

            Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 29/1-a ve 34/1 inci maddelerine göre, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV' den, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV ile ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV' nin indirim konusu yapılabilmesi için, fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi, bu belgelerin de kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir. Aynı Kanunun 29/3 üncü maddesi gereğince ise indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilmektedir.

 

            Buna göre, kiralama işlemlerinde vergiyi doğuran olay hizmetin ifası ile meydana gelmekte olup, Şirketinizin 2013 Haziran dönemine ait kira bedeli üzerinden hesaplanan KDV' nin, takvim yılı aşılmamak şartıyla kanuni defterlere kaydedildiği dönem itibariyle indirim konusu yapılması gerekmekte olup, söz konusu kiralama işlemine ait bedelin Şirketiniz tarafından ödenip ödenmemesinin indirim uygulamasına bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle kira bedeli üzerinden hesaplanan KDV' nin vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği 2013 yılında indirim konusu yapılması gerektiğinden söz konusu KDV' nin 2014 yılında indirim konusu yapılması KDV Kanununun 29/3 üncü maddesi uyarınca mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.