Untitled 2

17/03/2015

Bilirkişi ücretinden kesilen gelir vergisi ve damga vergisinin kurumlar vergisinden mahsup edilip edilmeyeceği, fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve kdv hesaplanıp hesaplanmayacağı hk.

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF   HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

 

 

Sayı

:

49327596-125[KVK.2013.ÖZ.34]-65

17/03/2015

Konu

:

Bilirkişi ücretinden kesilen gelir vergisi ve damga   vergisinin kurumlar vergisinden mahsup edilip edilmeyeceği, fatura düzenlenip   düzenlenmeyeceği ve kdv hesaplanıp hesaplanmayacağı hk.

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketiniz tarafındanAntalya mahkemelerinde bilirkişi görevi yaptırıldığı, karşılığında mahkeme tarafından bilirkişi ücreti takdir edildiği, bu ücretin Antalya mahkemeleri veznesinden gelir vergisi ve damga vergisi kesilerek kalan kısmının şirketiniz adına nakit olarak ödendiği belirtilerek, şirketiniz adına takdir edilen bilirkişilik ücretine istinaden ayrıca fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, katma değer vergisi tahakkuk ettirip ettirilmeyeceği, kesilen gelir vergisi ve damga vergisinin kurumlar vergisinden mahsup edilip edilemeyeceği konularında tereddüte düşüldüğünden bahisle Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.   

            I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesine göre sermaye şirketleri kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup kurumlar vergisinin konusunun, maddede sayılan kurumlarca elde edilen kurum kazancı olduğu ve kurum kazancının, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluştuğu; aynı Kanunun 2 inci maddesinde de; Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumların sermaye şirketi olduğu hüküm altına alınmıştır.

            Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6 ncı maddesiyle, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

            Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin bu maddede yazılı bentlerde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.

            Öte yandan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “15. Tam Mükellef Kurumlara Yapılan Ödemelerde Vergi Kesintisi” başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

            Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun 34 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, beyannamede gösterilen kazançlardan, Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrası ve 30 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği hüküm altına alınmıştır.

            Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin bilirkişilik hizmeti nedeniyle elde ettiği gelir, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde vergi kesintisi yapılacak ödemeler arasında sayılmadığından, vergi kesintisine tabi tutulmaması, elde edilen gelirin kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

            Öte yandan; bilirkişilik hizmeti nedeniyle elde ettiğiniz gelir üzerinden kesinti suretiyle ödenen verginin, Kurumlar Vergisi Kanununun 34 üncü maddesinin birinci fıkrası hükümleri dikkate alındığında, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

             II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            KDV Kanununun;

            -1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

            -9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

            hüküm altına alınmıştır.

            Bu yetkiye dayanılarak 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1.) bölümünde kısmi tevkifat uygulaması kapsamındaki sorumlular, (I/C-2.1.3.2) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler sayılmıştır.

            Söz konusu Tebliğin (I/C-2.1.3.2.2.) "Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler" başlıklı bölümünün (I/C-2.1.3.2.2.1) ayrımında, Tebliğin (I/C-2.1.3.1./b) ayrımında sayılanlara karşı ifa edilen etüt, plan-proje, danışmanlık, denetim ve benzeri hizmetlerde alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı ifade edilmiştir.

            Buna göre, Şirketinizce verilecek bilirkişilik hizmeti, KDV Kanununun 1 inci maddesi çerçevesinde KDV'nin konusuna girdiğinden söz konusu hizmete ilişkin olarak düzenlenecek faturalarda genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmekte olup, söz konusu hizmeti alanların KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1/b) ayrımında olması halinde 9/10 oranında tevkifat uygulayacağı tabiidir.

            VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

             213 sayılı Vergi usul Kanununun 177 nci maddesinin 4 üncü fıkrasında, sermaye şirketlerinin I'inci sınıfa dahil olduğu, 176 ncı maddesinde, I'inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre defter tuttukları, "Fatura Kullanma Mecburiyeti" başlıklı 232 nci maddesinde de, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

            1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

            2. Serbest meslek erbabına;

            3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

            4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

            5. Vergiden muaf esnafa.

            Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

            ..."

            hükümlerine yer verilmiştir.

            Buna göre, şirketinizin sermaye şirketi olması ve şirketinizce elde edilen gelirin kurum kazancı olarak vergilendirilmesi nedeniyle bilirkişi ücreti için fatura düzenlemeniz gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.