Untitled 2

30.05.2012

3. Daire 2010/7351 E. , 2012/2154 K. MAL VE HİZMET ALIMI KATMA DEĞER VERGİSİ İNDİRİMLİ ORANDA VERGİYE TABİ MAL

3. Daire         2010/7351 E.  ,  2012/2154 K.
  • MAL VE HİZMET ALIMI
  • KATMA DEĞER VERGİSİ
  • İNDİRİMLİ ORANDA VERGİYE TABİ MAL

"İçtihat Metni"

Özeti : Davacıdan paydaşı olduğu adi ortaklığın 2009 yılında indirimli orana tabi mal teslimleri nedeniyle yüklenip indiremediği, ancak yeminli mali müşavir tasdik raporu uyarınca hesaplanan iadesi gereken 2009 yılına ilişkin katma değer vergisine, 2008 yılı için Bakanlar Kurulunca belirlenen tutarın eklenmeyeceğini belirten işlemde, hukuka uygunluk bulunmadığı hakkında.

 

            Temyiz Eden   :    Adana Vergi Dairesi Başkanlığı

            Karşı Taraf      :    …, …, …, …

            Vekili              :    Av. …

            İstemin Özeti  :    Davacıların paydaşı olduğu adi ortaklığın 2009 yılında indirimli orana tabi mal teslimleri nedeniyle yüklenip indiremediği ancak yeminli mali müşavir tasdik raporu uyarınca hesaplanan iadesi gereken 2009 yılına ilişkin katma değer vergisine, 2008 yılı için Bakanlar Kurulunca belirlenen tutarın eklenemeyeceğine ilişkin 16.6.2010 günlü ve 21820 sayılı işlemin iptali ile eksik ödenen tutarın iadesi istemiyle dava açılmıştır. Adana 2.Vergi Mahkemesi 29.9.2010 günlü ve E:2010/871, K:2006/1677 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29'uncu maddesinin 2'nci bendinde, bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı mükelleflerin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilemeyeceği, şu kadar ki, 28'inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup yıl içerisinde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin iade olunacağının hükme bağlandığı, Bakanlar Kurulunca, indirimli orana tabi işlemlerden doğan katma değer vergisinin iadesine ilişkin alt sınırın 2008 yılında 11.600 TL, 2009 yılında ise 13.000 TL olarak belirlendiği, bu düzenlemeler çerçevesinde indirimli orana tabi teslim ve hizmet ifasında bulunan mükelleflerin yapacakları indirimli orana tabi mal teslimleri ve hizmet ifaları dolayısıyla yüklenip indiremedikleri katma değer vergisi tutarının Bakanlar Kurulunca belirlenecek iade sınırını aşması halinde yıllık iade şeklinde alabilecekleri, ancak gerek yasada gerek genel tebliğlerde iade dışı bırakılan miktarın bir sonraki dönemde nasıl kullanılacağı konusunda bir açıklama bulunmamakla birlikte, iade dışı bırakılan miktarın bir sonraki dönemde dikkate alınmamasının mükelleflerin üzerinde her yıl artan oranda bir yük olarak kalması sonucunu doğuracağı, indirimli oranla vergilendirilen malların teslimi ve hizmetlerin ifası ile uğraşan mükelleflerin, yaptıkları mal ve hizmet alımlarının genel oranda vergiye tabi olmasının bu mükellefler açısından indirilemeyen vergi sorununa yol açacağı, yapılan yasal düzenleme ile indirimli oranda vergiye tabi malların teslimi ve hizmetlerin ifası için yüklenilen katma değer vergisinin bir yıl içinde indirilememesi halinde, indirilemeyen katma değer vergisinden yıl içindeki söz konusu teslim ve hizmet bedelleri bünyesine giren kısmın iadesine imkan sağlandığı, dolayısıyla indirilemeyen katma değer vergisi tutarının Bakanlar Kurulunca belirlenen iade sınırını aşan kısmın iade edileceği, aşmayan kısmın ise müteakip dönemlerde indirilmek üzere devredilmesi gerektiği sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline, eksik ödenen tutarın iadesine karar vermiştir. Davalı İdare; Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen ve iade edilmeyen tutarın, sonraki dönem iade edilecek vergi miktarı içinde iadesinin söz konusu olamayacağını, geçmiş yılların işlemleri nedeniyle yüklenilen verginin iadesine yol açacak bu durumun yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

            Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

            Tetkik Hakimi : Ümit KOCATEPE

            Düşüncesi       : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

             Savcı               : Sefer YILDIRIM

            Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

            Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Hüküm  veren  Danıştay  Üçüncü   Dairesince  işin  gereği  görüşülüp düşünüldü:

            Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 30.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.