Untitled 2

27.04.2010

3. Daire 2008/5391 E., 2010/1360 K.Bank Off-Shore Limited Şirketinde bulunan mevduat hesabından elde ettiği faiz gelirini beyan etmemesi

3. Daire 2008/5391 E., 2010/1360 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz Eden

: Malmüdürlüğü-TÜRKELİ 

Karşı Taraf

: …

… Vekili

: Av. …

… İstemin Özeti

: …

… Bank Off-Shore Limited Şirketinde bulunan mevduat hesabından elde ettiği faiz gelirini beyan etmemesi nedeniyle davacı adına 2001 yılı için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve fon payını; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114'üncü maddesinde, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımının mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye başlayacağının hükme bağlandığı, olayda, 2001 yılına ilişkin vergi alacağının zamanaşımı süresinin dolmasına 12 gün kala, 19.12.2006 tarihinde matrah takdiri için takdire sevk edildiği, takdir komisyonu kararının 9.1.2007 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği, bu tarihi izleyen günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eden zamanaşımı süresinin son günü olan 21.1.2007 tarihinden çok sonra, 2.8.2007 tarihinde tebliğ edilen vergilerde zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kaldıran Samsun Vergi Mahkemesinin 10.6.2008 gün ve E:2007/558, K:2008/320 sayılı kararının; cezalı vergilerin zamanaşımı süresi içinde tarh edildiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir. 

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir. 

Tetkik Hakimi

: Ayhan KILIÇ 

Düşüncesi

: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir. 

Savcı

: Süreyya ÇAKIN 

Düşüncesi

: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. 

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü: 

Mahkeme kararının esas aldığı, takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının idareye tevdi tarihi arasında geçen süre için tarh zamanaşımının duracağı yönündeki 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 114'üncü maddesinin 2'nci fıkrası hükmü, Anayasa Mahkemesinin, 8.1.2010 gün ve 27456 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 15.10.2009 gün ve E: 2006/124, K: 2009/146 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 

Her ne kadar Anayasanın 153'üncü maddesinin beşinci fıkrası ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kurala bağlanmış ise de; Anayasa Mahkemesince bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilinmesine karşın görülmekte olan davaların, Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin, Anayasanın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkelerine aykırı düşeceğinin kabulü gerekir. Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliğine ilişkin kural ile iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakları ve kamu düzeninin istikrarını korumak amaçlanmıştır. Aksi halde, Anayasanın 152. maddesinde yer alan "Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır....", "Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar.... Anayasa Mahkemesi kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, Mahkeme buna uymak zorundadır." yolundaki hükümlerin anlamı ve uygulanma olanağı kalmaz. 

Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının, bu karardan önce açılmış ve bakılmakta olan davaların çözümünü etkileyeceği sonucuna ulaşıldığından, Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla ortadan kaldırılan 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114'üncü maddesinin 2'nci fıkrası hükmünün, zamanaşımının tespitinde dikkate alınması mümkün değildir. 

Bu durumda, tarh zamanaşımının dolduğu 31.12.2006 tarihine kadar tebliğ edilmesi gereken cezalı vergiler, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra, 2.8.2007 tarihinde davacıya tebliğ edildiğinden, Mahkemenin tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir. 

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, 27.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.