Untitled 2

09.04.2010

7. Daire 2007/5357 E., 2010/1706 K.antrepoda yapılan sayım sonucu fazla çıkan "LPG" cinsi eşyaya isabet eden özel tüketim vergisinin, on gün içerisinde ödenmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında

7. Daire 2007/5357 E., 2010/1706 K.

"İçtihat Metni"

Temyiz İsteminde Bulunan

: …

… Gümrük Müşavirliği Anonim Şirketi 

Vekili

: Av. …

… Karşı Taraf

: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına İsdemir Gümrük Müdürlüğü 

İstemin Özeti

: Davacının sahibi olduğu antrepoda yapılan sayım sonucu fazla çıkan "LPG" cinsi eşyaya isabet eden özel tüketim vergisinin, on gün içerisinde ödenmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tahsil edileceği yolunda yapılan tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; olayda, davacı adına tesis edilen ilk işlemin ceza kararı olduğu, para cezasına karşı, yedi günlük süre geçirilerek itiraz başvurusu yapıldığından, itiraz süresi geçirilmekle kesinleşen cezaya ilişkin işlemde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden Hatay Birinci Vergi Mahkemesinin 27.7.2007 gün ve E:2007/236; K:2007/423 sayılı kararının; ilk işlemin tahakkuk işlemi olduğu ve bu işleme karşı süresi içerisinde düzeltme ve itiraz başvuruları yapıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. 

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur. 

Tetkik Hakimi Yusuf ÖRNEK'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. 

Danıştay Savcısı H. Hüseyin TOK'un Düşüncesi : Davacı Şirkete ait A tipi genel antrepoda 23.6.2005 tarihinde yapılan sayım sonucunda 10.656 kg LPG'nin fazla olduğunun tespiti üzerine gümrük müdürlüğünce tesis edilen 11.4.2006 gün ve 7921 sayılı işlemin düzeltilmesi talebinin reddine dair aynı gümrük müdürlüğü kararına vaki itirazın reddine yönelik başmüdürlük kararına karşı açılan davada; davanın reddine dair vergi mahkemesi kararı temyiz edilmektedir. 

Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre; davacı Şirketin işlettiği A tipi genel antrepoda İdarece yapılan denetim sırasında 10.656 kg LPG'nin olması gereken miktara göre fazla çıktığının tespit edilmesi üzerine gümrük müdürlüğünce 4458 Sayılı Gümrük Kanununun 236'ncı maddesinden de sözedilerek 9.185,47 YTL özel tüketim vergisi ile 2.752,58 YTL katma değer vergisi olmak üzere toplam 1.938,05 YTL tahakkuk yapıldığı ve buna karşı aynı gümrük müdürlüğüne düzeltme talebinde bulunularak sırasıyla davaya konu işlemlerin tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ancak gümrük müdürlüğünce tesis edilen işlem özel tüketim vergisi ile katma değer vergisi tahakkukundan kaynaklanmasına karşın gümrük müdürlüğü ile başmüdürlükçe olayın gümrük para cezası olarak karar karara bağlandığı, vergi mahkemesince de dava konusunun yanlış nitelendirilmesi sonucu gümrük para cezasının düzeltmeye konu yapılamayacağı, doğrudan gümrük başmüdürlüğüne itiraz edilebileceği, dolayısıyla itiraz süresinin aşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 

Bu durumda davalı gümrük müdürlüğünce tesis edilen 11.4.2006 gün ve 7921 sayılı ilk işlemin özel tüketim ve katma değer vergisi tahakkuku olduğu kabul edilmeksizin, olayda, düzeltme hükümlerinin uygulanamayacağı bu sebeple de itiraz süresinin aşıldığı gerekçeleriyle davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir. 

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 

Dosyanın incelenmesinden, davacının sahibi olduğu antrepoda yapılan sayım sonucu fazla çıkan "LPG" cinsi eşyaya isabet eden özel tüketim vergisinin, on gün içerisinde ödenmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tahsil edileceği yolunda yapılan 18.4.2006 gün ve 7921 sayılı tahakkuk işleminin aynı gün tebliğ edilmesi üzerine, davacı tarafından 26.4.2006 tarihinde düzeltme talebinde bulunulduğu, Gümrük Müdürlüğünce, düzeltme isteminin reddine karar verilerek, bu kararın 6.6.2006 tarihinde tebliğ edilmesinin ardından, 12.6.2006 tarihinde yapılan itiraz başvurusunun Başmüdürlükçe reddedilmesini müteakip, açılan işbu davada, Mahkemece, ilk işlemin ceza kararı olduğundan bahisle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 

4458 sayılı Gümrük Kanununun 93'üncü maddesinde, antreponun, gümrüğün gözetimi altında bulunan eşyanın konulması amacıyla kurulan ve kuruluşunda aranılacak koşulları ve nitelikleri yönetmelikte belirlenen yer olduğu, antrepo rejiminin, ithalat vergilerine tabi tutulmamış ve serbest dolaşıma girmemiş eşyanın bir gümrük antreposuna konulmasına ilişkin hükümleri belirleyeceği; 96'ncı maddesinde, antrepo işleticisinin, gümrük antreposunda bulunduğu süre içerisinde eşyanın gümrüğün gözetimi altında bulunmasını sağlamaktan sorumlu olacağı; 98'inci maddesinde, 81'inci maddenin 2'nci fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla, gümrük idarelerinin, antrepo işleticisinden 96'ncı maddede belirtilen sorumluluklarla ilgili olarak yönetmelikle belirlenen esaslar çerçevesinde bir teminat isteyeceği; teminat alınmış olsa bile gümrük işlemlerine başlanmadan ve bu işlemler bitirilip, gümrük idaresinin izni alınmadan, antrepolardan kısmen veya tamamen eşya çıkartılamayacağı hükme bağlanmış olup; maddede atıf yapılan aynı Kanunun 81'inci maddesinde, eşyanın bir şartlı muafiyet düzenlemesine tabi tutulmasının, söz konusu eşya için tahakkuk edebilecek her türlü gümrük vergilerine karşılık teminat alınması koşuluna bağlı olduğu belirtilmiş; Kanunun 105'inci maddesinde, genel ve özel antrepo işleticilerinin yıl sonunda antrepo mevcutlarına ilişkin bir listeyi gümrük idaresine verecekleri, antrepolardaki eşyaların, gümrük idaresince, antrepo işleticilerinin verdikleri listeler göz önünde bulundurularak her yıl sayılacağı, yapılan sayım sonucunda noksan çıkan eşyanın gümrük vergilerinin duruma göre, işletici veya kullanıcıdan tahsil edileceği; 236'ncı maddesinin 2'nci fıkrasında da, gümrük antrepolarında veya gümrük idaresince eşya konulmasına izin verilen yerlerde yapılan sayımlarda kayıtlara göre fazla eşya çıkması halinde, bu eşyanın 177 ila 180'inci madde hükümlerine göre tasfiyeye tabi tutulmasının yanı sıra, fazla çıkan eşyaya ait ithalat veya ihracat vergileri tutarı kadar para cezası alınacağı hükümlerine yer verilmiştir. 

Yukarıda yer verilen düzenlemelere göre, antrepoya alınan eşyaya ait vergilerin beyannamenin tescili sırasında tahakkuk ettirilmesi gerekmekle birlikte, idarenin bilgisi dışında antrepoya alınan eşyaya isabet eden vergilere ilişkin olarak girişte tahakkuk işleminin tesis edilmesi söz konusu olmadığından, fazla çıkan bu eşyaya isabet eden vergilerin tahakkuk ettirilmesi gerekmektedir. 

Olayda, davacı adına tesis edilen 18.4.2006 gün ve 7921 sayılı işlem, idarenin bilgisi dışında antrepoya alınan ve yapılan sayım sonucunda fazla çıkan eşyaya isabet eden vergilerin tahakkuk ettirilmesi yolunda tesis edildiğinden, bu işlemin tebliğ edilmesinin ardından, süresi içerisinde yapılan düzeltme ve itiraz başvurularının reddedilmesi üzerine açılan işbu davada, Mahkemece, işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, ilk işlemin ceza kararı olduğu ve bu karara vaki itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle, maddi olayın ve hukuki durumun yanlış nitelendirilmesi suretiyle verilen kararda isabet görülmemiştir. 

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine, Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 9.4.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi. 

AYRIŞIK OY 

Bakanlar Kurulunca, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 14'üncü maddesinin 4'üncü fıkrasında verilen yetki kullanılarak, aynı Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan eşyaya ait özel tüketim vergisinin gümrük idarelerince tarhı, tahakkuku ve tahsili yolunda herhangi bir düzenleme yapılmadığından, dava konusu işlemde "yetki unsuru" yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu bakımdan, Mahkeme kararının, açıklanan gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla, Dairemiz kararının gerekçesine katılmıyorum.