Untitled 2

18.12.2012

9. Daire 2009/4775 E. , 2012/9766 K. KATMA DEĞER VERGİSİ TAKDİR KOMİSYONU ZAMANAŞIMI SÜRESİ TERKİN

9. Daire         2009/4775 E.  ,  2012/9766 K.
  • KATMA DEĞER VERGİSİ
  • TAKDİR KOMİSYONU
  • ZAMANAŞIMI SÜRESİ
  • TERKİN
  • 1982 ANAYASASI (2709) Madde 153
  • VERGİ USUL KANUNU (213) Madde 114

"İçtihat Metni"

Özeti: Beş yıllık zamanaşımı süresi içinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğradığı hakkında.

 

          Temyiz İsteminde Bulunan: …Uluslararası Dz. ve Kara Taş. Tic. Ltd. Şti.

          Vekili                 : Av. …

          Karşı Taraf        : İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

                                      (Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü)

          İstemin Özeti    : Davacı şirket adına takdir komisyonu kararına dayanılarak 2001/Ocak-Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı reddeden İzmir 1. Vergi Mahkemesi'nin 26.03.2009 tarih ve E:2008/1751, K:2009/410 sayılı kararının dilekçede ileri sürülen nedenlerle bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti    : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Tetkik Hakimi İhsan Saçmalı'nın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:

          İstem davacı adına takdir komisyonu kararına dayanılarak re'sen tarh edilen katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasına ilişkindir.

          Tarh zamanaşımını, süre geçmesi nedeniyle vergi alacağının kalkması şeklinde tanımlayan Vergi Usul Kanunu'nun 113’üncü maddesini izleyen 114 üncü maddenin birinci fıkrasında bu süre, vergi alacağının doğduğu yılı izleyen yıl başından başlayarak beş yıl olarak belirlenmişse de ikinci fıkradaki matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasını, zamanaşımını durduran bir neden olarak düzenleyen kural, Anayasa Mahkemesinin 08.01.2010 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 15.10.2009 günlü ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve iptal kararının yayımından altı ay sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır.

          Anayasanın 153’üncü maddesinin beşinci fıkrasında, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kurala bağlanmış ise de; Anayasa Mahkemesince bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilinmesine karşın görülmekte olan davaların, Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin, Anayasanın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkelerine aykırı düşeceğinin kabulü gerekir. Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliğine ilişkin kural ile iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakları ve kamu düzeninin istikrarını korumak amaçlanmıştır. Aksi halde, Anayasanın 152. maddesinde yer alan  "Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.“, "Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar.. Anayasa Mahkemesi kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, Mahkeme buna uymak zorundadır.“ yolundaki hükümlerin anlamı ve uygulanma olanağı kalmaz.

          Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında mahkemelerce görülmekte olan davaların çözümünde Anayasa Mahkemelerince verilen iptal kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu sonucuna ulaşıldığından, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarıyla ortadan kaldırılan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. Maddesinin 2'nci fıkrasının zamanaşımı tespitinde dikkate alınması mümkün değildir.

          Dosyanın incelenmesinden taşımacılık istinasından yararlanan davacının bir kısım belgelerinin eksik olduğu görülerek sözkonusu eksikliklerin giderilmesinin kendisinden istenilmesine karşın herhangi bir cevap vermemesi üzerine takdir komisyonuna sevk edildiği ve 6.8.2008 tarihli takdir komisyonu kararlarına dayanılarak 11.10.2008 tarihli adına düzeltme fişleri düzenlenerek 17.10.2008 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

          Bu durumda 2001 yılına ilişkin olarak davacı adına salınacak katma değer vergisinin en geç 31.12.2006 tarihinde tebliğ edilmiş olması gerektiğinden, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra 17.10.2008 tarihinde düzeltme fişleriyle tebliğ edilen katma değer vergisinin terkinine karar verilmesi gerekirken bu husus dikkate alınmadan verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

          Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, İzmir 1. Vergi Mahkemesi'nin 26.03.2009 tarih ve E:2008/1751, K:2009/410 sayılı kararının bozulmasına 18.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.