Untitled 2

04/06/2015

Köy tüzel kişiliğinin bağış olarak tahsilat yapması durumunda mükellef olup olmayacağı hk

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

EDİRNE VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF   HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

 

 

Sayı

:

60938891-125-33

04/06/2015

Konu

:

Köy tüzel kişiliğinin bağış olarak tahsilat yapması   durumunda mükellef olup olmayacağı hk

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, …..  Malmüdürlüğü tarafından Köy Tüzel Kişiliğinize tahsis edilmiş olan ………. mevkiine gelen araçlardan araç başına 10-15 TL ….  İlçe Özel İdaresi Müdürlüğünün onayladığı tahsilat makbuzu ile bağış olarak para tahsil ettiğinizi, buna karşılık halka sunulmak üzere çevreyi ve sahili korumak amacıyla, sahillerde duş, soyunma kabinleri, tuvalet, şezlong ve güneş şemsiyeleri bulundurduğunuzu, bunları kullananlardan veya sahile yaya girenlerden ayrı ayrı para talep etmediğinizi, sadece araçlardan araç başına bağış olarak para aldığınızı, kar amacı gütmediğinizi, toplanan bağışları köyünüzün ihtiyaçları için kullandığınızı belirterek, Köy Tüzel Kişiliğinizin bu faaliyetinin iktisadi işletme olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ile Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi bakımından mükellef olup olmayacağınız hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edilmiştir.

 

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında da; devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; 6 ncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

 

            Anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin açıklamalar içeren 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, bu Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

 

            Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde ise; iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği, ayrıca kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edileceği ve faaliyetin dönemsel veya mevsimlik olması (havuz ve plaj işletmeciliği gibi), işin niteliği nedeniyle faaliyetin devamlılığına engel teşkil etmeyeceği ifade edilmiştir.

 

            Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'nin konusuna girdiği; mezkur Kanunun 8 inci maddesinde ise mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanların katma değer vergisi mükellefi olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

            Buna göre, vergi uygulamaları bakımından Köyünüzün tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamaktadır. Ancak, ……………. mevkiine gelen araçlardan bir bedel alınması sebebiyle Köyünüze bağlı bir iktisadi kamu kuruluşu oluşacağından söz konusu iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi ve katma değer vergisi  mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmektedir.

 

            Bilgilerinizi rica ederim.

  

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.